ChannelPro » Kindle Books Now Outselling Paperbacks at Amazon

Kindle Books Now Outselling Paperbacks at Amazon

ToplumDüşmanı

Analiz 1

TAYYİP ERDOĞAN VE DÜŞÜ-NDEKİ CUMHURİYET(SİSTEM)

Tayyip bey, birkaç kez programına alıp ertelediği Güneydoğu gezisini gerçekleştirecek. Hoş amedi!. Onun bir programı olmalı ki, Diyarbakır’ı onurlandırmanın gününü erteleyerek onları bekletti. İşte o gün geldi. Tayip bey Diyarbakır ziyaretiyle yeni bir taktik adımı atacak gibi, Çünkü ziyaret sıradanlığı aşmanın eşiğinde yapılıyor.

İHD’li aydınlarla görüşme mi, Tayyip bey ara sıra kimileriyle görüşüyor, ama bildiğinden de şaşmıyor. Güneydoğu ve Lozan’ın sürekli tartışıldığı, kimilerine göre, AB yolunun Diyarbakır’dan geçtiği söylemlerini düşünürsek, Tayyip beyin düşüncelerini bilmemiz gerektiğine hak verirsiniz. Hele Tayyip beyin, o yollarda yağmur altında beraber yürüdüğü yol arkadaşlarını ve hedefinin alt yapısını incelemeden bu son gezinin yol haritasını çıkaramayız. Bunun için de onun geçmişe ve günümüze nasıl baktığını, yola kimlerle çıktığını, programına neler aldığını, bilmemiz gerekecektir.

Gerçek şu ki, Tayyip Bey, Lozan ve Cumhuriyetini benimsemedi benimseyemedi, benimse-yemezdi de. Kendince haklı sayılır. Çünkü onun gündeminde 1923 Cumhuriyeti yok. Dahası 1919-1923 arası flu bir fotoğraf gibi. Kemalizm yok..Kemalizm ona göre bir din!(Haşa) Peki bunlar, bu devletin temel ilkeleri yoksa o boşluğu nasıl ve neyle dolduracaktır. Bu sorunun yanıtını, 1993’te İkinci Cumhuriyet tartışmaları sırasında şu soruya verdiği yanıttan çıkarak arayalım: [i]

SORU: “Burada zikredilen MİLLİ tanımı, İslam’ın ümmet kavramıyla çelişik gözükmüyor mu?.. Ayrıca bütünlüğünü çalışmaya uğraştığınız bu sınırlar içerisinde siz de söylediniz, değişik etnik yapılar ve dinsel gruplar var. Bunları hem ümmet çerçevesinde hem de milli devlet içinde nasıl düşünebiliyorsunuz?”

RTE: “Ümmet kavramı içinde düşünmüyorum ki, İslam’i devlet planı içinde düşünüyorum. “ADİL DÜZEN” diye tanımladığım bir devlet çerçevesinde ele alıyoruz. Ümmetin içinde zaten Hıristiyan’ın, Yahudi’nin olması söz konusu değil.. Ama bu ümmet,

Hıristiyan’la da Yahudi’yle de kendi HUKUKLARINI belirleyerek yaşayabilir.”[ii]

“Gelinen bu noktada; Türkiye tam bir kaosla karşı karşıya. REJİM TIKANMIŞTIR. ÇÜRÜMÜŞTÜR, ETRAFA RAHATSIZ EDİCİ KOKULAR SALMAKTADIR. Kimsenin rejime güveni kalmamıştır.”

“Türkiye’nin yarınında artık ‘Kemalizm’e’ veya başkaca herhangi bir resmi ideolojiye yer yoktur.Kemalizm’in yeniden kendini üretmesi söz konusu değildir......Aradan 70 yıl geçti. Artık, militarist ve sivil bürokrasi ‘devleti biz kurduk, korumak kollamak görevi de bizimdir’ diyemez. Çünkü insanlar böyle bir devleti istemiyor. En önemlisi de bu düşüncelerini açıkça dile getiriyorlar.”[iii] [1]

“Bu bağlamda Kemalizm’in kendini yeniden üretmesi söz konusu değildir. 2000’li yılların dünyasında ve büyük dünya ailesinin bir birimi olan Türkiye’de artık Kemalizm ve Kemalizm benzeri rejimlere , sistemlere yer yoktur."

Ve işte bu kafa aydınlarla buluşup Diyarbakır’a gidecek, Kürt sorununu(!) çözümleyecek öyle mi? Sorun Kürt sorunu mu, Lozan’a dayalı çözüm arama mı? Sorun Kürt sorunu mu, Cumhuriyetin var oluşunu yadsıyarak yeni yol ve yöntem arama ve bulmak mı? Kısaca Cumhuriyete bağlılık ve Kemalizm’i kucaklamak mı, reddetmek mi? Var olmak mı yokluğa giden yolda karanlıkta yol aramak mı?

Evet, evet bu söylemiyle Tayyip bey, Cumhuriyete ve onu kurana bağlılığı din olarak niteleyerek, Cumhuriyete ve İslam’a bağlı ve inançlı kişileri dinsizlikle, dahası zındıklıkla itham ederken ve Lozan’ı yok sayıp Güneydoğu sorunun Kürt sorunu olarak algılayana; neyi ve nasıl emanet ettiğimizi biliyor muyuz?

TAYYİP BEYE SORULAR VE İLGİNÇ YANITLARI:

Soru: Milli bütünlüğümüzün korunmasından söz ettiniz. Bu değişim süreci içersinde eğer, ülke içinde yaşayan bazı grup insanlar milli yapı içersinde kalmak istemezlerse ne olacak?

Onun kararını halk verecek.

Soru:Örneğin Kürtler biz ayrı yaşamak istiyoruz diyebilirler.

Bu durumda belki Osmanlı Eyaletler sistemi benzeri bir şey yapılabilir. (Diyarbakır’a gidiyor ya işe yarar!/notum ED)

Soru: Bağımsızlık isterlerse, tamamen ayrılmak isterlerse …

Bu toprak üzerinde böyle bir bağımsız yapıyı kurma kudreti varsa kurar. Ama kudreti yoksa…

Soru: Buna hakkı var mıdır?Kudreti olmayabilir…

Bu hakkı kimden isteyeceği önemlidir.

Soru: Hak istenmez., O hak meşrudur ya da değildir. Burada sorulan o; meşru mudur?

Coğrafi bütünlük içersinde evet, ama coğrafi ayrılık içersinde hayır.

Soru: Coğrafi bütünlükten kastınız misak-ı milli sınırları mı?

Ona orda hudut tayin edemem.

Soru: O zaman bu hak da meşru değildir diyorsunuz…

Eyaletler tarzı bir sistem içinde olabilir diyorum.

Soru: Ama bağımsız bir devlet olarak tasarlayamam diyorsunuz.

Tasarlayamam çünkü bu coğrafyanın mücadelesini veren sadece Kürtler olmamıştır ki!

Soru: Ama o coğrafyada yaşayan insanların böyle bir talebi olduğunda..” Biz kendi kimliğimizle, bayrağımızla, Kazakistan, Özbekistan gibi bir ülke olmak istiyoruz” derlerse, siz bu hakkı meşru bulur musunuz; bunu öğrenmek istiyorum.!

Onu meşru olarak görmüyorum.

TAYYİP BEY VE CUMHURİYET

Tayyip bey, aydınlarla görüşürken, Güneydoğu sorununu Kürt sorunu(!) olarak anmış öyle nitelemiş! Ve o mantık yukarda sergilenen sorulu-yanıtlı konuşmanın mantığına uygun değil mi? 1993 yılında İkinci Cumhuriyet tartışmaları sırasında yapılmış bu konuşma ve günümüzde hem de sorumluluk altında sorunlara yaklaşımı Tayyip beyin,değişmeyeceğini göstermiyor mu? Görülüyor ki, Tayip bey, yönetim sorumluluğunu, geçici asıl hedefe giden yolda araç olarak görüyor. Tayyip bey o söyleşide “Biz Türkiyeliler” deyimini kullanıyor. Türk kavramını ağzına almayı hedefine giden yolda engel olarak gördüğü izlenimini yaratıyor.

TV’de İnsan Hakları Kurulunun raporu üzerinde konuşan bir yetkili, “İsteğimiz sorunumuzu, yani Kürtlerin özerkliğini demokratik bir sistem içinde tartışmaktır. Bu nedenle Başbakana bu istemimizi sunacağız” demişti. Aydınlar toplantısı ve Tayyip bey’in sözleri onun özünde değişiklik olmadığını, hedefinin 1923 Cumhuriyeti ve onu reddetmek olduğu anlaşılmıyor mu?

Aşağıya, Tayyip bey’in özde Cumhuriyete ve devrim hareketlerine bakış açısının belgesi olan 1993 konuşmasının son bölümünü sunarak, yalnız Güneydoğu sorununu değil Cumhuriyeti kime ve nasıl bir dünya görüşüne emanet ettiğimizi görüp düşünelim diyorum. İşte Tayyip Beyin değişmeyen dünya görüşü ve Cumhuriyetimize bakışı!

“Sormak isteğinizi şeyi anlıyorum. Sorununuza öncelikle tarafsız biri olarak hatta teknik bir anlayışla yaklaşmak istiyorum. Sorunuzun, ikinci kısmında insanların benimsedikleri hukuk anlayışını terk etme gibi bir şansları var mı diyorsunuz? Bu soruya olumsuz cevap vermek var mı diyorsanız? Bu soruya olumsuz cevap vermek (garipsediğimi söyleyerek belirtmeliyim ki sizin sorunuzun içinde kendi cevabımızın bu yönde olduğuna dair şeyler seziyorum) her şeyden önce insanı bir varlık olarak tanımadığımızı ya da günümüz Türkiyelilerini hafife aldığımızı gösterir. İnsanların benimsedikleri bir şeyi hafife aldığımızı gösterir. O zaman yukarıda sözünü ettiğimiz değişimin hiçbir anlamı kalmaz. Eğer bugünün Türkiye’sinde yaşayan sözüm ona laikliği benimsemiş insanların, bu anlayışı terk edip, İslami bir anlayışa ve hukuka geçmemiz mümkün müdür diye sormak istiyorsanız, öncelikle şunu hatırlatmak isterim.Bu insanların atalarının 100 yıl önce hangi hukuk sisteminde yaşıyorlardı.? Bu günkü hukuk sistemini, hangi yöntemlerle gerçekleştirildi..Bundan 30 yıl önce halkın İslam’a ilgisi ne kadardı, bugün hangi seviyede? Biz inanıyoruz ki Türkiye’de inananların hemen tamamı gerek varlık olarak fıtratları gereği, gerekse üzerinde yaşadıkları coğrafya ve tarihi misyon gereği zaten Müslüman’dırlar. Ancak bu özeliklerini ortaya koymaları engellenmiştir. Cebri yollarla bastırılmıştır. Eğer insanların beyinlerindeki ipotekleri kaldırsak onlar kendiliğinden İslam’ı seçecektir. Çünkü özlerinde inanç vardır.”

“Biz Türkiyelilere ve insanlığa diyoruz ki, bu konuda gerek teorik gerekse performanslarımız sayılmayacak kadar çoktur. Uzun sayılacak bir süredir Müslümanlar fetret devri yaşamışlardı. Bu nedenle Müslümanlar inançlarını, düşüncelerini cağın diline uygun bir söylemle ve çağdaş bir insanın algılayabileceği bir biçimde ortaya koyamamışlardır. Buna belki de iç fetretten daha çok dış dayatmalar, tuzaklar, hileler etkili olmuştur. Burada sırf Müslümanlara reva görülenleri hatırlatmak yeterlidir. İstiklal Mahkemeleri vasıtası ile kurulan dar ağaçlarında kimlerin ve hangi suçlamayla idam edildiğini nasıl izah edecekler? Tevhid-i Tedrisat Kanunu nelerin önünü tıkamak, nelerin önünü açmak içindi. Harf inkılabı vasıtasıyla bir ülkenin tamamının bir anda sıfır okur yazar seviyesine seviyesine indirgenmesi kimlere yaramıştır?”[iv]

“Bir fazilet rejimi olarak takdim edilen demokrasinin ana özelliği çoğunluğu elde etmektir.Yani %51, %49’a tahakküm eder. Oysa bize göre % 99’u n,%1 üzerinde dahi tahakküm kurma hakkı yoktur. Bir ferdin dahi bir ülke menfaati için hakları elinden alınamaz. Bizim geçmişimiz bunun referansları ile doludur.”

TAYYİP BEYE BU TOPRAĞIN İNSANI OLARAK SESLENİYORUZ:

Üzerinde yaşama hakkına sahip olduğumuz bu toprakların her karışının şehit kanıyla yoğrulduğunu ve her karış toprağının düşman kanıyla sulanmadan terk edilemeyeceğini; Başkomutanın sonsuza akan her dakikada belleğimize kazıdığı emri anımsayarak konuşun. Dileğimiz, bu toprağa göz dikenlere, bu bedeli ödeyecek hiç bir değer bulunmadığını, AB’nin yolunun Ankara’dan ve şehitliklerden geçtiği gerçeğini anlamak istemeyenlere anlatılmasıdır.

Tayyip beyin Cumhuriyet anlayışıyla Cumhuriyetin dayandığı temellerin çelişkisini gündeme alalım unutmayalım, gündeme alalım ki, yarın geç olmasın!

Cumhuriyet hangi ortamda ve hangi koşullarda doğmuşsa, bir başka deyimle kökleri hangi sosyal ve siyasal olaylara emeklere dayanıyorsa, gelişmesi ve varlığını sürdürmesi onların sistem içinde geliştirilmesine bağlıdır. Bunu Tayyip beye söyleyecek dil yok mu dersiniz.

“Devrimleri zulüm, Cumhuriyetin 80 yılını fetret devri”[v] olarak nitelemenin cumhuriyet karşıtlığı olduğunu bu nedenle bulunduğu makamı suç öğesi olarak kullanamayacağını bilmediği söylenemez. Hiçbir sorumlu halka ve rejime hizmet için seçildiğini unutmamalıdır. Yoksa….Başbakan için suç işliyor denilebilir mi ki ?

Şimdi düşünelim ve soralım: Cumhuriyeti bu dünya görüşünü bile bile Tayyip Bey’e emanet edenler tarih karşısında suçlu sayılırlar mı? Mustafa Kemal bu düşüncelere karşı uygarlığı ve demokrasiyi hedefleyen atılımı neden yaptı? Bir gün bu günlerin de hesabının sorulacağını unutmayalım.

Çünkü biz unutsak tarih unutmayacaktır.

[i] Metin Sever, Can Dizdar, 2. Cumhuriyet Tartışmaları (2.CT), Başak yayınları 1993, syf:191 vd. Bu konudaki düşüncelerini açıklarken söyledikleriyle bugün yönetimde bulunmamasını gerektirir.Ne yazık ki, o, Cumhuriyeti var eden ilkeleri yok sayarak oturuyor o koltukta.

[ii] Hiçbir duraksamaya meydan vermeyecek kadar açık değil mi Tayip beyin sözü.Kurulacak devlet halkın oylarıyla belirlenecek ve Osmanlı tipi sistemde, her din ve her ırk kendi hukuku ve toplumsal sistemi içinde Osmanlı Devletininki gibi ama kendinin açacağı şemsiye altında o kurallara uyarak kardeş kardeş yaşayacaklar. Osmanlının bu sistemle battığını gözardı etmeden bu sisteme evet denilemeyeceğini unutmuş görünüyor hazret.Ya da aklınca bu çağda insanların aldatılacağını var sayıyor..

[iii] Tayyip beyin değiştiğini söyleyip yazanlar, bu gerçeği onun dilinden topluma aktaranları dinazor ya da angut nitelemesiyle aşağılamak isteyenlere sorulur. O açıkca “Bu sözlerin tümünü reddediyorum. O zaman yanlış görmüş ve anlamışım. Bugün bunları kabul edersem dinimden dönmüş olayım der mi. bir sorsunlar olmaz mı?

[iv] Cümleye dikkat edelim. Biz Türkiyelilere ve insanlığa diyoruz ki; Tayyip bey kendini ve düşündaşlarını ayırıyor. Seslendiği kitle de Türk’ler değil Türkiyeliler… Bu söylem açık bir ayrımcılık değil mi?

[v] İki Peygamber ya da hükümdar arasıda peygambersiz ya da hükümdarsız geçen süre,…Bir ülkede hükümet gücünün gevşediği, zayıfladığı bir dönemde, toplum düzeninin yeniden sağlanmasına değin geçen zaman…Ali Püsküllüoğlu, Türkçe Sözlük Doğan Kitap,Yapı Kredi Yayınları 1995 syf:593

EMİN DEĞER

Lorem ipsum dolor sit amet, consectetur adipiscing elit. Ut facilisis interdum lacus, nec scelerisque magna vehicula et. Pellentesque nec eros mi. Sed ultricies tellus vel odio pellentesque non congue enim auctor. Fusce fermentum, magna non commodo fringilla, purus metus ultrices purus, ut laoreet est neque eu leo. Praesent suscipit diam nec quam luctus sit amet varius leo fermentum. Proin quis dolor nec diam aliquet bibendum et ac felis. Nunc ut ante vulputate mauris vehicula molestie. Praesent malesuada ipsum ac felis iaculis accumsan. Aenean dui sem, facilisis ut fermentum et, dignissim vitae odio. Donec pretium nisl sit amet nulla pharetra vulputate. In pellentesque bibendum consequat. Nullam eros diam, suscipit non rutrum vel, mollis sed augue. Nulla facilisi. Morbi facilisis, nisi at sodales facilisis, purus arcu luctus risus, ut lacinia metus lorem et metus. Cras tempus semper ante. Cras tincidunt euismod venenatis. Aliquam erat volutpat. Suspendisse tempor congue neque a aliquam.

Curabitur at est vel odio aliquam fermentum in vel tortor. Aliquam eget laoreet metus. Quisque auctor dolor fermentum nisi imperdiet vel placerat purus convallis. Fusce et risus eu justo euismod pellentesque. Suspendisse id viverra est. Aenean feugiat tincidunt urna et tristique. Etiam nunc nulla, elementum id dapibus vel, congue vitae purus. Pellentesque blandit enim eu tellus rhoncus id congue velit cursus. Phasellus interdum interdum ipsum, vel pharetra purus congue sed. Cras convallis elementum elementum.

Praesent dolor turpis, sodales mattis facilisis sit amet, commodo eu diam. Curabitur in neque felis, sed eleifend tellus. Nulla facilisi. Suspendisse vel suscipit eros. Vestibulum euismod turpis vel nunc sodales at vestibulum lectus dignissim. Donec quis magna lacus. Donec ultricies scelerisque purus, eu faucibus lorem tempor id. Cras egestas magna id nunc ullamcorper facilisis. In at est id felis lacinia aliquet. In hac habitasse platea dictumst. Donec molestie, eros ac venenatis posuere, erat dolor varius ligula, tempus interdum nisi dui ut sem. Suspendisse a euismod ligula. Fusce vitae erat orci, quis interdum turpis.

Curabitur quis orci non dolor fermentum tincidunt. Mauris quis massa ante, at semper nunc. Mauris in purus id ante gravida fermentum. Etiam hendrerit risus sit amet purus lacinia sollicitudin. Suspendisse mauris sapien, mattis eget accumsan et, suscipit in diam. Vestibulum nec diam et lectus euismod tempor. Quisque gravida luctus orci. Donec ornare, tellus et faucibus eleifend, felis eros fermentum ligula, in dapibus elit tellus a odio. Vivamus in iaculis justo. Cras convallis, sem id luctus fermentum, lacus lectus scelerisque lacus, id rhoncus est purus id ante.

Lorem ipsum dolor sit amet, consectetur adipiscing elit. Ut facilisis interdum lacus, nec scelerisque magna vehicula et. Pellentesque nec eros mi. Sed ultricies tellus vel odio pellentesque non congue enim auctor. Fusce fermentum, magna non commodo fringilla, purus metus ultrices purus, ut laoreet est neque eu leo. Praesent suscipit diam nec quam luctus sit amet varius leo fermentum. Proin quis dolor nec diam aliquet bibendum et ac felis. Nunc ut ante vulputate mauris vehicula molestie. Praesent malesuada ipsum ac felis iaculis accumsan. Aenean dui sem, facilisis ut fermentum et, dignissim vitae odio. Donec pretium nisl sit amet nulla pharetra vulputate. In pellentesque bibendum consequat. Nullam eros diam, suscipit non rutrum vel, mollis sed augue. Nulla facilisi. Morbi facilisis, nisi at sodales facilisis, purus arcu luctus risus, ut lacinia metus lorem et metus. Cras tempus semper ante. Cras tincidunt euismod venenatis. Aliquam erat volutpat. Suspendisse tempor congue neque a aliquam.

Curabitur at est vel odio aliquam fermentum in vel tortor. Aliquam eget laoreet metus. Quisque auctor dolor fermentum nisi imperdiet vel placerat purus convallis. Fusce et risus eu justo euismod pellentesque. Suspendisse id viverra est. Aenean feugiat tincidunt urna et tristique. Etiam nunc nulla, elementum id dapibus vel, congue vitae purus. Pellentesque blandit enim eu tellus rhoncus id congue velit cursus. Phasellus interdum interdum ipsum, vel pharetra purus congue sed. Cras convallis elementum elementum.

Praesent dolor turpis, sodales mattis facilisis sit amet, commodo eu diam. Curabitur in neque felis, sed eleifend tellus. Nulla facilisi. Suspendisse vel suscipit eros. Vestibulum euismod turpis vel nunc sodales at vestibulum lectus dignissim. Donec quis magna lacus. Donec ultricies scelerisque purus, eu faucibus lorem tempor id. Cras egestas magna id nunc ullamcorper facilisis. In at est id felis lacinia aliquet. In hac habitasse platea dictumst. Donec molestie, eros ac venenatis posuere, erat dolor varius ligula, tempus interdum nisi dui ut sem. Suspendisse a euismod ligula. Fusce vitae erat orci, quis interdum turpis.

Filed in: Media Tags: ,

You might like:

Amazon Sales Up 40% in 2010 Amazon Sales Up 40% in 2010

2 Responses to "Kindle Books Now Outselling Paperbacks at Amazon"

  1. admin says:

    Curabitur quis orci non dolor fermentum tincidunt.

  2. admin says:

    Mauris quis massa ante, at semper nunc.

Leave a Reply

Submit Comment
© 2014 ChannelPro. All rights reserved. XHTML / CSS Valid.
Proudly designed by Theme Junkie.
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol