Dosya 15

NECDET SARAÇ “NASIL BİR TÜRKİYE İSTİYORUZ” ÇALIŞMA GRUBU YÜRÜTÜCÜSÜ: Alevilerin daha cesur olması lazım »Sayın Saraç aslında Alevilerin ve parti tartışmalarında, başlangıç noktası “ Nasıl bir Türkiye istiyoruz” platformundaki siyasal çalışmalar… Önce şuradan almak istiyorum siz bu tartışmayı nasıl değerlendiriyorsunuz? Birincisi, Alevilik sorunu siyasal bir sorun olduğu için, Aleviler kesin siyasetin göbeğinde olmaları gerekir. Merkezinde olmalılar. Sıkıntı şudur, tarih boyunca hep itilip kakıldığımız için, karar mekanizmalarında hiç yer almadığımız için, karar mekanizmalarına yönelik oluşumlarda görünmek bile, sıkıntı yaratıyor. Aleviliği nasıl izah ederseniz edin, sorunları; inançsal, kültürel, hak ve özgürlükler, nereden sıralarsanız sıralayın, son tahlilde siyasal bir sorun olduğu için sizin de siyasal bir tutum almanız lazım. İkincisi, ABF gibi kurumlar, böyle bir işin içinde olabilir. Çünkü bir siyasal boşluk var… Siyasal boşluk olmasa, bu tür arayışlar da olmaz. Bu süreçte, Alevilerin kendini doğrudan ifade edebileceği siyasal bir oluşum yok… Ayrıca Türkiye’de mevcut demokratik kitle örgütlerinin, sivil toplum örgütlerinin örgütlenme modelleri, bu siyasal boşluktan dolayı aslında, literatürdeki örgütlenme modellerine uygun değil. Bakın Türkiye’de bu tür örgütlerin tamamı bir siyasal hareket gibi davranıyor. Sadece ABF değil; ADD, Halkevleri ve hatta İnsan Hakları Vakfı bir siyasal hareket gibi davranıyor. »Bu, siyasetteki eksikten mi kaynaklanıyor, yoksa sivil toplum örgütlerinin yanlış yapılanması ya da yönelimi mi? Türkiye’deki siyasal boşluktan kaynaklı, aslında Türkiye’nin demokratik olmamasından kaynaklı… Demokratik ülkelerin hiçbirinde sivil toplum örgütleri siyasete soyunmaz. Rolleri nedir; baskı grubu oluşturmaktır. »Sizin bu açıklamalarınızdan yola çıkarsak, ABF’de Alevilerin taleplerinin siyasal çözümünün siyasi aktörler tarafından çözülememesinden ve Türkiye’deki demokrasi eksikliğinden kaynaklanan bir ihtiyaçla; sivil toplum örgütü, çağdaş bir sivil toplum örgütü formatının dışına çıkarak bunu yapması gerekiyor… Özetiniz doğru bir özet. Çağdaş olan sivil toplum örgütünün dışına çıkmıştır ama, koşullar onu getirmiştir. ABF’nin genel taleplerine bakın, klasik o beş talep dışında; Türkiye’nin laik olmadığını, Türkiye’nin demokratik olmadığını, Türkiye’nin gerçek anlamda laik ve demokratik olması gerektiğini söyleyen taleplerdir. Bunlar bire bir siyasi taleplerdir. Lafın etrafında dolaşmadan şunları söylemek lazım; Alevilerin daha cesur olması lazım. ABF’de siyasal sürece müdahale eder, PSDK’de müdahale eder, Avrupa Alevi Birlikleri Konfederasyonu da müdahale eder. Alevilerde iki sıkıntı var; şu andaki örgüt yöneticilerinin neredeyse tamamı sosyalist kökenli olduğu için, kendilerinin Alevilikle ilgili vurgu yapmasından sıkıntıya düşüyorlar. İkincisi de, Alevi örgüt yöneticileri henüz şunu tahayyül edemiyorlar; bu ülkeyi kendilerinin de yönetebileceklerini, bu ülkenin karar mekanizmalarında, yer alabileceklerini tahayyül edemiyorlar. Bunun içinde itiraz ediyorlar: Alevi partisi olmaz, niye olmaz? »O zaman ABF Genel Başkanının yaptığı açıklamaların öyle algılanmasının da size göre bir sakıncası yok… Hiçbir sakıncası yok. Ben şöyle bir savunma içerisinde değilim. “vallahi billahi biz aleviler olarak biz siyasal sürece müdahale etmeyeceğiz. Biz bir siyasal parti kurmayacağız” diye bir sözümüz yok. Ben Alevi kimliğimle bir siyasi parti girişimi içerisinde yer alacağım. Alevi örgütlerinin de bu işi desteklemesini istiyorum. Alevi örgütlerinin bu işi desteklenmesindeki tereddütlerini anlamış değilim. Karşı çıkanların tümü, aslında böyle bir alternatif oluşuma, bir sol kitlesel oluşuma hayır demiyor... İtirazları ne? Alevi partisi olmaz! ABF’yi buna bulaştırmamak lazım diyorlar. »Tartışmalar tam da sizin dediğiniz yerden çıkıyor… İnsanlar kendi kendini manipüle ediyor. Yani niye olmasın? » Sanırım, Türkiye’nin pek çok yerinde, yirmi üçe yakın toplantı gerçekleştirdiniz… Eğilim nasıl bu sizin söylediğiniz siyasetin karşılığını oluşturabilecek, dinamikler, arayışlar var mı? Burada iki şeyi söylemek istiyorum evet ciddi bir arayış var. Türkiye’de birçok yere gittim. Diyarbakır’dan Adana’ya, Adana’dan Bursa’ya kadar… Ciddi bir arayış var, ancak bu arayışa tekabül edecek ciddi bir siyasal yapılanma yok. Bizim şu anki yapılanmamız ediyor mu? Etmiyor. Yani siyasette arayışın olması tek başına bir şey ifade etmiyor… Siz o arayışa uygun bir heyecan yaratabiliyor musunuz? İşin doğrusu dezavantajlarımız çok. Zorluklarımız var… Birincisi; Türkiye solunda ve Alevilerde yan yana gelme kültürü yok. Teorik olarak var gibi görünüyor ama yok. Küçük imparatorluklar, derebeylikler inanılmaz fazla. Herkes kendi cumhuriyetini kurmuş durumda. Biz de kendi cumhuriyetimizi kurmuş durumdayız. İkincisi, benim birçok arkadaştan farklı düşündüğüm, bu işin lideri yok… Lideri olmayan bir hareket Türkiye’de de, dünyanın hiçbir yerinde de başarılı olmuyor. Bizde işin lafını eden adam çok. Yukarıdan kurgulayabilecek adam yok: Üçüncüsü paramız yok. Bu iş iman gücüyle tek başına olabilecek bir şey değil. Dördüncüsü, bu işin medyası yok. »Alevi televizyonlarının bu konuya yaklaşımını nasıl buluyorsunuz? Alevi televizyonlarının bu konuya yaklaşımı doğru değil. Ben SU televizyonunun ve YOL televizyonun Genel Yayın yönetmenliğini yaptım; ruhlarına uygun davranmıyorlar bence… Ben tarafsızlığa inanmıyorum. Objektif olmak başka, tarafsız olmak başka… YOL televizyonun bu konuda doğrudan taraf olması gerektiğini düşünüyorum.