ChannelPro » Kindle Books Now Outselling Paperbacks at Amazon

Kindle Books Now Outselling Paperbacks at Amazon

ToplumDüşmanı

Dosya 37

MASSACHUSSETS ÜNİVERSİTESİ’NDEN MARKSİST İKTİSATÇI: RICK WOLFF KRİZLER, KAPİTALİZMİN BİR ISLAH OLMA ARACIDIR Kapitalizm için çok zor ve çok tehlikeli zamanların olduğuna inanıyorum. Aslında, demoralize olmuş, örgütlenememiş sol siyasetler kapitalizmin eleştirilerini genişleterek, yeni militanlar ve destekçiler kazanma şansını kaçırıyor... Massachussets Üniversite’sinden Marksist iktisatçı Rick Wolff ile kapitalizmin özünü sorgulamayı zorlaştıran nedenleri, sosyalistlerin yapması gerekenleri ve küresel kriz sonrası dünyayı bekleyen siyasi ve ekonomik dönüşümleri konuştuk. Wolff’a göre, üretim araçlarının devlet mülkiyetine geçmesi sosyalizme bir geçiş olarak görülemez, hatta üretim ilişkileri demokratikleştirilmediğinde, üretim araçlarının devletin elinde olmasıyla özel şirketlerin elinde olması arasında bir fark yok. İktisat tarihini “devlet kapitalizmi” ve “özel kapitalizm” arasında durmadan gidip gelen bir sarkaca benzeten Wolff, her krizde kapitalizmin bir formundan diğer formuna geçiş için uygulanan yöntemlerin kapitalizmin özünü sorgulamayı zorlaştırdığını belirtiyor. »Sayın Wolff, kapitalizm tarihinin en derin bunalımlarından birini bugünlerde yaşıyor ve siz yazılarınızda genellikle, “kapitalizmdeki krizler” ve “kapitalizmin krizleri” olarak krizleri ikiye ayırıyorsunuz. Neden böyle bir ayrım yapmak gerekli? Böyle bir ayrım gerekli, çünkü kapitalizm tarihi boyunca her yerde krizler yarattı. Krizler, spekülasyon, enflasyon ya da aşırı üretim gibi bozulma zamanlarında kapitalizmin kendini ıslah etme aracıdır. Bugün artan işsizlik, emekçileri çok daha düşük ücretleri kabul etmeye zorlayacaktır. Böylelikle ücretler yeteri kadar düşerse, kapitalistler yeniden işçileri çalıştırmayı, verdileri düşük ücretler dolayısıyla kâr etmeyi başaracaklardır. Bu da yeni bir büyüme dönemine geçilmiş olacak demektir. Basitçe ortaya koymak gerekirse, kapitalizm sürekli kendini tekrarlayan, genişleme ve daralma üreten son derece istikrarsız bir ekonomik sistemdir. Örnek vermek gerekirse, Amerika’da 1990’ların sonunda borsadaki genişleme o kadar sürdürülemez bir hale gelmişti ki 2000’lerin başında bir borsa krizine yol açtı. Bu kriz trilyonlarca dolarlık hisse kaybına yol açarken daralmayı da beraberinde getirdi ve milyonlarca insan işini kaybetti. Daha sonra, 2004 - 2008 yılları arasında, kredi ve emlak sektöründe borç oranlarını ve konut fiyatlarını sürdürülemez seviyelere çıkaran bir genişleme yaşandı. Bugünkü duruma böyle gelindi. Şimdi ise bunun sonucu olarak bir sürü borcun ve yatırımın zarar gördüğü, birçok ülkede emlak sektörünün yerle bir olduğu ve insanların yoğun işsizlikle boğuştuğu bir daralma dönemine girdik. Krizler, kapitalizmin spekülasyon ve yatırım balonları gibi aşırı durumları törpülediği normal işleyiş mekanizmalarıdır. Kriz zamanlarında, hükümet politikaları kapitalizmin bir sonraki patlamasına kadarki yeniden düzenlenme sürecini daha yumuşak geçirmesini sağlayan araçlar olarak görülmelidir. »Kapitalizmin krizi dendiğinde ne anlamamız gerekir? Kapitalizmin krizi tamamen farklıdır. Çok sık sürelerde ortaya çıkmaz ve kapitalist sistemde yaşayan ve artık bu sisteme katlanamıyoruz diyen önemli sayıda insanın desteğini gerektirir. Kapitalizmdeki bir krizin, kapitalizmin krizine yol açması muhtemeldir, ancak çoğu kriz buna yol açmamıştır. Kapitalizmin krizi, kapitalizmde bir kriz olmadan da ortaya çıkabilir. Yeter ki siyasi ve kültürel şartlar bunu hazırlasın. Genel olarak kapitalizmdeki krizler iktisadi sistemi otomatik olarak tehlike altına atmaz. Kapitalizmdeki krizleri, kapitalizmin krizinden ayırmak önemlidir, çünkü kapitalizmdeki krizler sistemin kendi sorunlarını kendiliğinden çözmesine yol açar. Öte yandan, kapitalizmin krizi sistematik ve geniş katılımlı bir kapitalizm eleştirisi ve tamamen farklı, alternatif bir sistem için kitlesel örgütlülüğün üzerine kurulması sonucu ortaya çıkabilir. »İktisat tarihin devlet kapitalizmi ve laisse faire kapitalizmi arasında sürekli salınan bir sarkaca benzediğini iddia ediyorsunuz. İki kutup arasında salınan bu kısır döngüyü kırmak mümkün mü gerçekten? Kapitalist sistem, birçok krizle karşılaşmasına karşın, devlet kapitalizmi (devlet müdahaleci kapitalizm) ve özel kapitalizm (Laisses Faire ) arasındaki salınımı sağlayabildiği için kendini devam ettirebildi. Her defasında kapitalizmin bir formundaki kriz aşırı hale geldiğinde (batık işletmeler, yüksek oranda işsizlik) diğer forma geçiş için uygulanan program insanların kapitalizmi sorgulamalarını engelledi. Örnek olarak, 1930’larda Büyük Buhran sırasında, devrimciler alternatif bir sistem ile kapitalizmi ortadan kaldırmak isterlerken reformcular özel kapitalizmden devlet kapitalizmine geçiş talep ettiler. Sonunda her zaman olduğu gibi reformcular kazandı. Sonra, 1970’lerde ve 80’lerde, Sosyal demokrat ya da devlet müdahaleci kapitalizm dünya genelinde bir krize girdi ve Reformcular bu seferde devlet kapitalizminden özel kapitalizme geçmeyi talep ettiler. (Reformcular Amerika, İngiltere ve Sovyetler Birliği de dâhil her yerde bu dönüşümü sağladılar) Devrimciler ise bu krizde de kapitalizm alternatif bir sistemle değiştirilmesi gerektiğini savundular. Devlet kapitalizmi ve özel kapitalizm arasındaki kapitalizmin özünü sorgulamayı zorlaştıran salınımları durdurabilmek için sosyalist iktisatçıların ve diğer eleştirel çevrelerin yapması gerekenler şunlardır: 1) kapitalist salınmalara karşıt olarak alternatif bir yörünge belirlemek ve yaymak 2) Kapitalizmin sürekli içinde bulunduğu bu formları diğer alternatiflerden ayırmak 3) kapitalizmin nasıl ve neden işçi kitlelerin sömürüsüne yol açtığını, sürekli tekrarlayan, maliyetli krizler yarattığını, ve iktisadi demokrasiyi (işçilerin emek kullanımlarını ve tüketimlerini belirleyen karar alma süreçlerine katılımı) yok saydığını göstermek TOPLUMSAL PAYLAŞIMA ODAKLANMALIYIZ »İşletmelerin kamulaştırılmasının sosyalizm ya da komünizm adına yapıldıklarının iddia edildiğini söylüyorsunuz, ancak devletin üretim araçlarının mülkiyetine ve kontrolüne sahip olmasına karşısınız. Bize neden kamulaştırmayı sosyalizme geçişte bir adım olarak görmediğinizi açıklar mısınız? Benim amacım devlet mülkiyetinin ya da üretim araçlarının devlet tarafından kontrolünü reddetmek ya da bu programlar sosyalizme geçişte uygulanmasın demek değil. Tam aksine, benim amacım kapitalizm eleştirilerinin odak noktasını mülkiyet ve iktidar sorunlarından uzaklaştırıp artı değerin toplumsal paylaşımına odaklanarak sınıf temeline oturtmak. Sosyalizm bugün sadece mülkiyet ve iktidar konusunda iki noktaya odaklanıyor. Bunlardan birincisi, özel mülkiyeti toplumsal, sosyal ya da kamusal mülkiyete dönüştürmek. İkincisi ise, piyasanın yerine demokratik iktisadi planlama süreçlerini ve kurumlarını oluşturmak. Böyle bir yaklaşım üretimin örgütlenmesi sorununu gözden kaçırıyor. Bu yüzden, sosyalist devrimler mülkiyet ve iktidar ilişkilerini değiştirebilirken, işletmeler içindeki üretimin temel örgütlenmesini değiştiremiyorlar. Sosyalist devrimlerden sonra bile üreten işçilerin ürettikleri artı-değere başkaları tarafından el konuluyor. Üretilen artı değere el koyanlar yer değiştiriyor, ancak sistemin kendisi değişmiyor. Sosyalist olduğunu iddia eden rejimlerde de, devlet aygıtının bürokratları tarafından işçilerin ürettiklerine el konuluyor. Benim eleştirdiğim şey, işletmelerde üretenlerin ürettikleri üzerinde söz sahibi olmadan sosyalizm adına yapıldığı iddia edilen dönüşümlerdi. İddiam şudur ki, işletmeler içinde üreticileri söz sahibi yapacak bir dönüşüm yaşanamadığında çoğu sosyalist devrim, özel kapitalizm formundan devlet kapitalizmi formuna geçmekten ileriye geçemeyerek başarısız olur. Ve bu başarısızlık her defasında devlet kapitalizminin altını oyarak tekrar bir özel kapitalizm formuna geçişi mümkün kılar. »Obama’nın kurtarma planlarını ve teşvik paketlerini nasıl değerlendiriyorsunuz? Obama’nın ekonomi politikaları açısından Bush’dan bir farkı olduğunu düşünüyor musunuz? Obama’nın programı Bush’un programına göre, hem bankalarla, kredilerle, batık kağıtlarla alakalı para politikaları açısından hem de vergi indirimlerini ve teşvik paketlerini içeren maliye politikaları açısından daha kapsamlı. Obama’nın teşvikleri “yeşil” ekonomi politikaları, evsizlere yardım ve 30 yıldır zenginlere yarayan vergi politikalarında adaleti sağlamaya çalışmak gibi unsurlar içeriyor, ancak Bush bunları tamamen yok sayıyordu. Obama’nın ve Bush’un ortak noktaları ise ikisinin de neoliberal kapitalizmin özel formundan devletin ekonomiye daha fazla müdahale ettiği devlet kapitalizmine geçişi gerekli olarak görmeleri. İkisi bu geçişin nasıl olacağı konusunda ayrılsalar da, bu geçişin gerekliliğine inanıyorlar. Bu anlamda hem Obama hem Bush Amerikan hükümetlerinin krizlerle mücadele gelenekleriyle tutarlı olarak davranıyorlar. »Küresel kriz sonrasında dünyayı siyasi ve ekonomik olarak nasıl bir dönüşüm bekliyor. Ve tabii küresel finans piyasaları nasıl şekillenecek? Şu anki durumda, krizin yarattığı yıkıcı etkilerin yol açtığı yoğun yoksulluktan dolayı her şey bir an önce bu krizin sona erdirilmesine odaklanmış durumda. Kapitalizm gerçekten o kadar vahşi ki kendi krizini aşmak için kendi geleceğini ipotek altına alıyor. Kapitalizmin kendi mantığı çok açıktır. Eğer bu krizde kapitalizm kendini kurtaramazsa, sistemin kendisi tehlikeye düşecek. Eğer bu kriz atlatılamazsa, ilerde kapitalizmin yaratacağı krizler için endişelenmemize gerek yok, çünkü biz ortalıklarda olmayacağız. Bu yüzden, merkez bankaları para basarak ve hükümetler kamunun harcamalarını farklı şekilde yönlendirecek hamlelerle başarılı olsalar bile ilerde daha vahim sorunlar ortaya çıkaracaklar.(Mesela yüksek enflasyon) Ancak, bu onlar için bir problem değil, çünkü bunu yapmazlarsa bir geleceklerinin olmayacağının farkındalar. Bugün Amerikan hükümetinin ya da diğerlerinin uyguladığı politikalar küresel kapitalizmin 30 yıldan beri süregelen ve bir borç ekonomisi yaratmaya dayanan ana sorunlarını hedef almıyor ve başarılı olabilecekler mi şüpheliyim. Başarabilseler bile, bunun uzun sürmeyeceği kesin. 2000’de borsa krizi yaratan, 2008’de hem borsada hem emlak sektöründe kriz yaratan nedenler hala küresel kapitalizm için büyüyen birer tehlike olarak ortada duruyor. »Bu durumda kapitalizm karşıtlarına düşen görevler nelerdir? Önümüzde kapitalizm için çok zor ve çok tehlikeli zamanların olduğuna inanıyorum. Aslında, demoralize olmuş, örgütlenememiş sol siyasetler kapitalizmin eleştirilerini genişleterek, yeni militanlar ve destekçiler kazanma şansını kaçırıyor. Böyle bir eleştiri temelinin oluşması için düşünülebilecek alternatiflerden bir tanesi de temel iktisadi demokrasiyi içeren bir sosyalizm fikri. Böyle bir rejimde, işçilerin kolaylıkla neyi, nasıl ve ne kadar üretecekleri, ürettikleri üzerinden elde edecekleri değer veyahut kârla ne yapabilecekleri üzerine alacakları kararlarda tam ve eşit katılımcı olmaları sağlanabilir. “IMF’den kurtulmak gerek!” »Küresel krizle birlikte birçok gelişmekte olan ülke IMF ile çeşitli antlaşmalar imzaladı. Türkiye’de imzalayacaklar arasında görünüyor. IMF’yi ve IMF programlarını nasıl değerlendiriyorsunuz. Gelişmekte olan ülkelere IMF programlarına alternatif politikalar önerebilir misiniz? Uluslararası Para Fonu (IMF) kapitalizm tarafından kurulmuş ve kapitalizm için çalışan bir kurumdur. Küresel ekonomik krizle birlikte IMF son yıllarda kaybetmiş olduğu gücünü ve saygınlığını yeniden kazanmış ve krizin yönetiminde başat bir aktör olmayı başarmıştır. Ulusal hükümetler kendi iç krizlerini kendi yöntemleriyle çözmeye devam ederken, IMF daha çok ülkeler arası kriz yönetimiyle ve gelişmekte olan ülkelerin, özelliklede dünya ticaretinin ve kredi olanaklarının etkilenmesi sebebiyle krizden en çok etkilenen ülkelerin sorunlarıyla uğraşıyor. IMF bu süreçte Keynesyen politikalardan etkilenerek yeni bir dönüşüm de geçiriyor. IMF bildiğiniz gibi erken Keynesyen dönemde ortaya çıkmıştı. (Büyük Buhran’ın sonunda) Yeniden doğuşu da gene Keynesyen politikaların ağırlıkta olduğu bir döneme geliyor. Gelişmekte olan ülkeler, küresel ekonomideki ikincil konumlarından kurtulabilmek için, IMF’in bütün istek ve taleplerini reddetmek zorundalar. Bu da kriz sürecinde IMF’den yardım almamak anlamına geliyor. Sadece çok az sayıda politikacı krizden etkilenen ülkelerde IMF politikalarına hayır diyebiliyor. Sadece içinde IMF karşıtı, anti-emperyalist, ve antikapitalist programları barındıran güçlü toplumsal muhalefete sahip ülkeler IMF’yi reddederek kendi ekonomilerini alternatif bir şekilde yeniden düzenleyebilirler. Bu da tabiî ki uluslar arasında dayanışmayı gerektiriyor. IMF programlarına alternatif olarak sosyalist programların uygulanması tek bir ülkede başarılabilecek bir şey değil. Bu yüzden, Latin Amerika’da bugün yeni bir program arayan ülkelerin dayanışması gerekliliği öğrenilmiş durumda.

Lorem ipsum dolor sit amet, consectetur adipiscing elit. Ut facilisis interdum lacus, nec scelerisque magna vehicula et. Pellentesque nec eros mi. Sed ultricies tellus vel odio pellentesque non congue enim auctor. Fusce fermentum, magna non commodo fringilla, purus metus ultrices purus, ut laoreet est neque eu leo. Praesent suscipit diam nec quam luctus sit amet varius leo fermentum. Proin quis dolor nec diam aliquet bibendum et ac felis. Nunc ut ante vulputate mauris vehicula molestie. Praesent malesuada ipsum ac felis iaculis accumsan. Aenean dui sem, facilisis ut fermentum et, dignissim vitae odio. Donec pretium nisl sit amet nulla pharetra vulputate. In pellentesque bibendum consequat. Nullam eros diam, suscipit non rutrum vel, mollis sed augue. Nulla facilisi. Morbi facilisis, nisi at sodales facilisis, purus arcu luctus risus, ut lacinia metus lorem et metus. Cras tempus semper ante. Cras tincidunt euismod venenatis. Aliquam erat volutpat. Suspendisse tempor congue neque a aliquam.

Curabitur at est vel odio aliquam fermentum in vel tortor. Aliquam eget laoreet metus. Quisque auctor dolor fermentum nisi imperdiet vel placerat purus convallis. Fusce et risus eu justo euismod pellentesque. Suspendisse id viverra est. Aenean feugiat tincidunt urna et tristique. Etiam nunc nulla, elementum id dapibus vel, congue vitae purus. Pellentesque blandit enim eu tellus rhoncus id congue velit cursus. Phasellus interdum interdum ipsum, vel pharetra purus congue sed. Cras convallis elementum elementum.

Praesent dolor turpis, sodales mattis facilisis sit amet, commodo eu diam. Curabitur in neque felis, sed eleifend tellus. Nulla facilisi. Suspendisse vel suscipit eros. Vestibulum euismod turpis vel nunc sodales at vestibulum lectus dignissim. Donec quis magna lacus. Donec ultricies scelerisque purus, eu faucibus lorem tempor id. Cras egestas magna id nunc ullamcorper facilisis. In at est id felis lacinia aliquet. In hac habitasse platea dictumst. Donec molestie, eros ac venenatis posuere, erat dolor varius ligula, tempus interdum nisi dui ut sem. Suspendisse a euismod ligula. Fusce vitae erat orci, quis interdum turpis.

Curabitur quis orci non dolor fermentum tincidunt. Mauris quis massa ante, at semper nunc. Mauris in purus id ante gravida fermentum. Etiam hendrerit risus sit amet purus lacinia sollicitudin. Suspendisse mauris sapien, mattis eget accumsan et, suscipit in diam. Vestibulum nec diam et lectus euismod tempor. Quisque gravida luctus orci. Donec ornare, tellus et faucibus eleifend, felis eros fermentum ligula, in dapibus elit tellus a odio. Vivamus in iaculis justo. Cras convallis, sem id luctus fermentum, lacus lectus scelerisque lacus, id rhoncus est purus id ante.

Lorem ipsum dolor sit amet, consectetur adipiscing elit. Ut facilisis interdum lacus, nec scelerisque magna vehicula et. Pellentesque nec eros mi. Sed ultricies tellus vel odio pellentesque non congue enim auctor. Fusce fermentum, magna non commodo fringilla, purus metus ultrices purus, ut laoreet est neque eu leo. Praesent suscipit diam nec quam luctus sit amet varius leo fermentum. Proin quis dolor nec diam aliquet bibendum et ac felis. Nunc ut ante vulputate mauris vehicula molestie. Praesent malesuada ipsum ac felis iaculis accumsan. Aenean dui sem, facilisis ut fermentum et, dignissim vitae odio. Donec pretium nisl sit amet nulla pharetra vulputate. In pellentesque bibendum consequat. Nullam eros diam, suscipit non rutrum vel, mollis sed augue. Nulla facilisi. Morbi facilisis, nisi at sodales facilisis, purus arcu luctus risus, ut lacinia metus lorem et metus. Cras tempus semper ante. Cras tincidunt euismod venenatis. Aliquam erat volutpat. Suspendisse tempor congue neque a aliquam.

Curabitur at est vel odio aliquam fermentum in vel tortor. Aliquam eget laoreet metus. Quisque auctor dolor fermentum nisi imperdiet vel placerat purus convallis. Fusce et risus eu justo euismod pellentesque. Suspendisse id viverra est. Aenean feugiat tincidunt urna et tristique. Etiam nunc nulla, elementum id dapibus vel, congue vitae purus. Pellentesque blandit enim eu tellus rhoncus id congue velit cursus. Phasellus interdum interdum ipsum, vel pharetra purus congue sed. Cras convallis elementum elementum.

Praesent dolor turpis, sodales mattis facilisis sit amet, commodo eu diam. Curabitur in neque felis, sed eleifend tellus. Nulla facilisi. Suspendisse vel suscipit eros. Vestibulum euismod turpis vel nunc sodales at vestibulum lectus dignissim. Donec quis magna lacus. Donec ultricies scelerisque purus, eu faucibus lorem tempor id. Cras egestas magna id nunc ullamcorper facilisis. In at est id felis lacinia aliquet. In hac habitasse platea dictumst. Donec molestie, eros ac venenatis posuere, erat dolor varius ligula, tempus interdum nisi dui ut sem. Suspendisse a euismod ligula. Fusce vitae erat orci, quis interdum turpis.

Filed in: Media Tags: ,

You might like:

Amazon Sales Up 40% in 2010 Amazon Sales Up 40% in 2010

2 Responses to "Kindle Books Now Outselling Paperbacks at Amazon"

  1. admin says:

    Curabitur quis orci non dolor fermentum tincidunt.

  2. admin says:

    Mauris quis massa ante, at semper nunc.

Leave a Reply

Submit Comment
© 2014 ChannelPro. All rights reserved. XHTML / CSS Valid.
Proudly designed by Theme Junkie.
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol