ChannelPro » Kindle Books Now Outselling Paperbacks at Amazon

Kindle Books Now Outselling Paperbacks at Amazon

ToplumDüşmanı

Dosya 21

TÜRKİYE’DE İŞÇİ SINIFININ GÖZÜ ZONGULDAK’TAYDI İşçi sınıfının mücadele tarihinde önemli günler- dönemeçler vardır. Bunlardan bir tanesi de hiç şüphesiz 1990 kömür işçilerinin Zonguldak’tan Ankara’ya başlattıkları büyük yürüyüştür. Grev sadece kömür işçilerinin grevi değil, bir kentin grevidir Zonguldak bundan 20 yıl önce kömür işçilerinin yürüyüşleriyle sarsılıyordu. 20 yıl önce kömür işçileri 20. yüzyılın en kapsamlı sıra dışı bir eylem ile Türkiye’nin ve dünyanın gündemine oturdu. Kömür işçileri sadece kendileri greve çıkmadı kadınları ve kapitalizmin temel direği olarak nitelenen ”orta sınıf” diye tabir edilen küçük esnafı da grevin içine çekti. Türkiye Taş Kömürü Kurumu Amasra kömür ocağında 31 Ocakta 5 kömür işçisi 7 Şubat 1990da Yeniçeltek de ise 68 işçi iş cinayetlerin de yaşamını yitirmişti. Bu cinayetler kömür işçileri arasın da ”şok etkisi” yarattı. Tüm havza da 2 saatlik işi bırakma eylemi yaptılar. Gerek çalışma koşulları gerekse ücretlerin son derece düşük olması zamanın Başbakan’ı Yıldırım Akbulut ve Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın “ocaklar zarar ediyor kapatılmalıdır” sözleri kömür işçilerini çileden çıkarmıştı. Kömür işçilerinin tabandan gelen bu eylemliliğine paralel olarak da genel maden işçileri sendikasında da yönetim değişmiş ”Sosyal Demokrat” sayılabilecek yöneticiler iş başına gelmişti. Taban sendika üst yönetimini zorluyordu. Sendika yönetimi radikal bir karar aldı ve 24 Şubat 1990 da “İnsana Saygı Mitingi” düzenlendi. Yaklaşık 30 bin işçinin katıldığı miting Zonguldak’ta ses getirdi. Türkiye’nin dört bir yanından işçiler, emekçiler, demokratik kitle örgütleri mitinge destek verdi. Mitingin amacı çalışma koşullarının düzeltilmesi, iş cinayetlerinin son bulması, ücretlerin yükseltilmesini amaçlıyordu. Bu miting kömür işçilerinin moralini yükseltmiş adeta büyük yürüyüşün habercisi olmuştu 8. DÖNEM TOPLU İŞ SÖZLEŞME GÖRÜŞMELERİ Türkiye Taş Kömürü Kurumun da 37 bin M.T.A'da yaklaşık dört bin işçi sekizinci dönem toplu iş sözleşme görüşmeleri Türkiye Kamu İş Verenleri Sendikası ile yürütülüyordu ancak Kamu İşverenleri Sendikası’nın uzlaşmaz tutumu kömür işçilerinin tepkisine neden oluyordu. Dönemin Başbakanı Yıldırım Akbulut ve Cumhurbaşkanı Turgut Özal şimdiki Hükümet Sözcüsü zamanın Devlete Bakanı Cemil Çiçek kömür işçisine her fırsatta saldırıyordu. Hatta Cemil Çiçek bir adım daha ileri giderek yürüyüş yapan kadınlara “fahişe” demekten kendini alamıyordu. Bu üçlü sık sık ocakların kapatılmasını ısrarla savunuyorlardı. Toplu Sözleşme Görüşmeleri uzun ve çetin pazarlıklar sonucunda anlaşmazlıkla sonuçlandı. Artık grevden başka çare yoktu. Kent yediden yetmişe toplu sözleşme görüşmelerinden umudunu kesmişti kömür işçisi her önüyle greve hazırdı. Esnaf kömür işçisine veresiye” veriyordu ama onun da büyük firmalar karşısında gücü kalmamıştı. Kısaca altmış günlük görüşmelerden sonuç çıkmamıştı. Görüşmelere Türk-İş Yönetim de zaman zaman katılıp mümkün mertebe tansiyonu düşürmeye olası bir grevin önüne geçmeye çalışıyordu. Öte yandan Zonguldak’taki demokratik kitle örgütleri, meslek odaları kamuya açık bir toplantı yapıyor ve kömür işçilerine her türlü desteği vermeye hazır olduğunu ifade ediyorlardı. Zamanın Hükümet Başkanı Yıldırım Akbulut ve kamu işverenleri sendikaları bir anlamda devre dışı kalmış, uluslararası sermayenin has adamı neoliberal politikaların vahşice uygulayıcısı Cumhurbaşkanı Turgut Özal ipleri eline almıştı. Ulusal medyanın önemli bir kısmının desteğini alan Turgut Özal sistemli bir biçim de kömür ocaklarının kapatılmasının zorunluluğu üstünde duruyor ve işçi sınıfına saldırıyordu. Zamanın Türk-İş üst yönetimi basın karşısında kömür işçisini haklı mücadelesinin yanında olduğunu ifade ediyor ancak kapalı kapılar arkasında genel maden iş yönetiminde geniş çaplı bir grevden vazgeçilmek için görüşmeler yapıyordu. Fazla etkili olamadığını anlayan tür iş üst yönetimi çareyi toplantılara katılmamakta buluyordu. Genel maden iş yönetimi Türk İş’i yanına çekmeye çalışıyor, Maden İş yönetimi Türk İş’e bağlı bazı sendika başkanları, kömür işçisine destek veriyordu. İKİNCİ GÜN: SIRA DIŞI BİR EYLEM KARARI Artık tüm görüşmelerden sonuç alınmamış sendika yasal demokratik hakkını kullanmaya karar vermişti. Genis Yönetim Kurulu 20 Kasım günü yaptığı toplantıda grev uygulamasını 30 Kasım da çıkılmasına karar verildi. GMIS Yönetimi 30 Kasım da grev önlüğünü giyeceğini açıkladı ve GMIS Yönetim Kurulu Başkanı Şemsi Denizer şu açıklamayı yaptı “bizi greve sürükleyen güçler değişik ve karanlık hesaplar içinde olabilir. Fırsattan istifade ederek köşe dönme umuduyla ellerini oğuşturabilirler. Her şeye rağmen bir kez daha uyarıyorum. Maden işçisinin grevi sıradan bir iç yeri grevine benzemez. Maden işçisi durunca sadece ocaklarda değil tüm Zonguldak ta hayat durur. Grevimiz Zonguldak’la sınırlı kalmaz. Maden işçisinin grevi genel eyleme dönüşür.” Türkiye'de işçi sınıfının gözü Zonguldak’taydı. GREV İÇİN EĞİTİM SEMİNERLERİ 23 Kasım da yöneticilere iş yeri temsilcilerine eğitim seminerleri verilir. Çok sayı da işçi semineri ilgiyle izler. Daha sonra Ankara’da MTA çalışanlarına Zonguldak’ta da kömür işçilerine seminer veren Türk İş Baş Danışmanı Önder Aker 2821-2822 sayılı grev ve toplu iş sözleşme yasarlının inceliklerini anlatır. Aker yaptığı konuşmada “şimdi siz mayınlı arazide yürüyorsunuz önünüzde bir sürü engel var ben size şimdi bu mayınları anlatıyorum. Biz buradan yürüyemeyiz derseniz hükümetin verdiği ücrete razı olacaksınız. Eğer razı değilseniz yaratıcılı zekanızla bu araziden geçeceksiniz” VE GREV BAŞLIYOR 30 Kasım 1989 Cuma günü sabahı GMİS Yönetim Kurulu Başkanı Şemsi Denizer genel merkez yöneticileri beraberinde konuk sendikacılarla birlikte Karadon Müesese Müdürlüğüne bağlı Gelik İşletme Ocağı'nda grevi başlatır. Şube yöneticileri grev bildirisini Üzülmez İşletmesine bağlı Asma Dilaver, Kozlu İncir Harmanı, Kandilli Armutçuk kömür ocağı ve merkez atölyelerinde aynı anda greve çıkılır. GMİS Yönetim Kurulu Başkanı Denizer işçilerle diyalog kurarak sorular sorarak topluca yanıt alır. Denizer: Zarar diyorlar. Size verilen işi yapıyor musunuz? İşçiler (hep bir ağızdan): Yapıyoruz Denizer: Kömür üretmek istemiyor musunuz? İşçiler: İstiyoruz Denizer: Kim istemiyor? İşçiler: Özal (yuh ve ıslık sesleri) Denizer: İsterlerse yatarım yaparlardı. İşçiyi suçlamaya kalkıyorlar. Üşüyeceğiz hatta hasta olacağız belki de öleceğiz ama onurumuzu kimseye çiğnetmeyeceğiz. Kararlı mısınız? İşçiler: Karalıyız. Hükümet istifa. Çankaya’nın şişmanı işçilerin düşmanı… Denizer: İnsan gibi çalışmak, insan gibi yaşamak için mücadeleye hazır mısınız? İşçiler:Hazırız hazırız Denizer: Ölünceye kadar hazır mısınız? İşçiler: Hazırız. Ölmek var dönmek yok. Gemileri yaktık geri dönüş yok Denizer: Demokrasiden yana olan herkes bu mücadeleden yana olmalıdır. Bu kıvılcımı madenci yaktı Türkiye ye yayılacak. İşçiler: Hükümet istifa, Çankaya istifa ölmek var dönmek yok ,gemileri yaktık geri dönüş yok, işçiler elele genel greve sloganlarıyla Gelik’ten ayrılan sendikacılar Karadon üretim bölgesine geçerler. Gelik’te hem işçi hem de Denizer havayı yakalamıştır. Sık sık ölmek var dönmek yok sloganlarıyla işçiler kararlı bir tutum sergilediklerini her fırsatta dile getiriyordu. Denizer ise işçiyi ve sendikayı önüne almıştı. Hedef tahtasına ise Çankaya’nın şişmanını koymuştu. Saatler 13:00’ı gösterdiğinde Kozlu, Karadon, Üzülmez, Amasra, Kandilli’den binlerce işçi kente girmişti. Esnaf kepenklerini kapatmış bir köşede olup biteni izliyordu. İşçiler yürümüyorlar adeta koşuyorlardı. Çok kısa sürede kömür işçileri sendikanın önünde toplanmış ara sokaklar işçi işgali altındaydı. Sendikanın önünde toplanan işçilere genel başkan Denizer şöyle hitap ediyordu: Özal ve ANAP sizin kaderiniz mi? İşçiler: Değil (hep bir ağızdan) Denizer: Haklarımızı alacağız İşçiler: Vermezlerse. Denizer: ANKARA’YA YÜRÜRÜZ! Burada bir noktanın altını çizmek gerekir. Denizer Ankara’ya yürürüz derken gerçekten önüne böyle bir hedef koymuş muydu? Yoksa ağzından istemeyerek çıkan bu söz ”başına bela” mı olmuşu? Bu sözü niye söylüyorum? Grevin ilerleyen günlerin de Ankara yürüyüşünün kaçınılmaz olduğunu gören Denizer yürüyüşü nasıl manipüle ettiğini irdeleyeceğiz! Ankara’ya yürürüz sloganı kartopu gibi büyüdü grevin ivmesi oldu. İşçiler sık sık “Vur vur inlesin Çankaya dinlesin, İşte madenci işte işçi sınıfı, Savaşa HAYIR, işçiler elelele genel greve, bir kara iki kara üç kara dört kara geliyoruz Ankara, Çankaya’nın şişmanı işçilerin düşmanı” sloganlarıatıyordu. Kömür işçileri-Zonguldak halkı sokaklarda grevin ikinci günün de daha iyi organize olurlar. Önce Karadon, Kozlu, Üzülmez merkez atölyeleri önlerinde toplanırlar. Görevliler kolluklar takar kortejler oluşturulur. Önde kadınlar ve çocuklar arkasında işçiler yer alır. Sloganlar eşliğinde yürüyüşe geçilir. Beş koldan şehir içinde tur atarak sendika önüne gelirler. Yine esnaf kepenklerini indirmiş, tedirgin ve korku içindedir. Esnafın korkusu 1965 Kozlu İsyanın da ki izlerdir. Ancak bu korkuyu esnaf tedrici olarak üzerlerinden atar ve dükkanlarını, mağazalarını açmaya başlar. Grevin üçüncü günün de ise sadece işçiler ve eşleri çocukları değil tüm Zonguldak halkı eşleriyle birlikte yürüyüşe destek verir. Grev artık kömür işçilerinin grevi olmaktan çıkmış bir kentin grevi haline gelmiştir. Sendika binası önünde toplanan işçileri yine bildik sloganlarla hükümeti protesto ederler. Sendikanın penceresine çıkan işçiler, kadınlar, çocuklar çıkarak şiir okur. Bu greve ayrı bir hava katar. Artık işçiler arasın da geçici de olsa görüş farklılıkları ortadan kalkmış, bir amaç etrafında birleşmişlerdi. Esnaf ise artık korku paniği üzerinden atmış vitrin camlarına grevi destekleyen pankartlar asmıştı. GMİS Yönetim Kurulu Başkanı konuşmalarında sık sık zamanın Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ı hedef alan konuşmalarını yineler. TRT’nin duyarsızlığı sık sık protesto edilir. Ulusal ve yerel basın greve sayfaların da görmek zorunda kalırlar. Öyle ki grevin on beşinci gününe kadar Milliyet gazetesinde grevle ilgili tek bir haber yoktur. Büyük protestolara neden olur ve Milliyet gazetesi yakılır. Grevin onuncu gününde ise uluslararası medya gözünü Zonguldak’a ve kömür işçisine çevirmiştir. ABD ÇALIŞMA ATEŞESİ ZONGULDAK’TA O tarihlerde Türkiye’ye yeni atanan Amerika Büyükelçisi Çalışma Ataşesi Nickolas Stgliani ilk yurt içi gezisini Zonguldak’a yapar. Ataşe Zonguldak Valisi Belediye Başkanı TTK Genel Müdürü ile görüştükten sonra Genel Maden İşçileri Sendikasını ziyaret eder. Genel Başkan Denizer Zonguldak’ta olmadığı için genel sekreter ve yönetim kurulu üyeleriyle uzun süren bir görüşme yaparlar. Ateşe görüşmeden sonra açıklama yapmadan gizlilik içinde Zonguldak’tan ayrılır. GREV MANÜPÜLE EDİLMEK İSTENİYOR Zonguldak kömür işçilerinin yürüyüşü artık bütünleşmişti. Ancak devlet ve sendika grevi biran önce bitirmek istiyor. Grevin siyasi bir atmosfere bürünmesini istemiyorlardı. Özellikle sendika grevi bitirmek için kapalı kapılar arkasın da hükümetle diplomatik görüşmeler yapıyordu. Bu arada zamanın muhalefetleri Süleyman Demirel, Erdal İnönü, Bülent Ecevit Zonguldak’a geldiler sözüm ona kömür işçisine destek verip Ankara’nın yolunu tuttular. Bunların içerisinde DSP Genel Başkanı Bülent Ecevit’in söylediği sözler destek ziyaretinden öte farklı bir anlam taşıyordu. Ecevit “grev daha fazla radikalleşmeden bitirilmelidir. Radikal kışkırtıcı gruplar grevi yörüngesinden çıkartabilirler” derken Demirel ve İnönü’de hükümetin sendikayla bir an önce anlaşmasını istedi. Sendika yönetimi özellikle Genel Başkan Denizer grevin sosyalist ve devrimcilerden etkilenmemesi için yoğun çaba sarf etti. Öyle ki devrimci gazete, bildiri, broşürlere işçilerin itibar etmemesi için yoğun gayret sarf etti. Zamanın Eğitim Sekreteri Sabri Cebecik bildiri dağıtan devrimcileri polise ihbar etmeden kaçınmadı. Bu ara bir grup işçi ile birlikte sendika yönetimi Başbakan Yıldırım Akbulut’la Bolu Abant’ta buluştu. Akbulut ve Denizer kaplı kapılar arasında altı buçuk saat görüştüler. Ancak bu görüşmeden de sonuç çıkmadı. Buradan Denizer Ankara’ya işçiler de Zonguldak’a geri döndüler. Ankara’da Türk İş Başkanlar Kurulu Toplantısın da bir durum değerlendirmesi yapılır ve Denizer Zonguldak’a geri döner. Zonguldak da sendikanın penceresinden işçilere hal hatır sorduktan sonra Abant da Başbakan Yıldırım Akbulut’la yapılan görüşmeleri anlatır. Hükümetin yeni bir teklif getirmediğini ifade eder. Bu sözler işçileri iyiden iyiye çileden çıkartır. İşçiler “Başbakan yalan söylüyor çarptık, böldük, çıkartıp hesap tutmuyor. Hazır ol Çankaya geliyoruz, Çankaya’nın şişmanı işçilerin düşmanı” sloganlarıyla yeri göğü inletiyordu.

Lorem ipsum dolor sit amet, consectetur adipiscing elit. Ut facilisis interdum lacus, nec scelerisque magna vehicula et. Pellentesque nec eros mi. Sed ultricies tellus vel odio pellentesque non congue enim auctor. Fusce fermentum, magna non commodo fringilla, purus metus ultrices purus, ut laoreet est neque eu leo. Praesent suscipit diam nec quam luctus sit amet varius leo fermentum. Proin quis dolor nec diam aliquet bibendum et ac felis. Nunc ut ante vulputate mauris vehicula molestie. Praesent malesuada ipsum ac felis iaculis accumsan. Aenean dui sem, facilisis ut fermentum et, dignissim vitae odio. Donec pretium nisl sit amet nulla pharetra vulputate. In pellentesque bibendum consequat. Nullam eros diam, suscipit non rutrum vel, mollis sed augue. Nulla facilisi. Morbi facilisis, nisi at sodales facilisis, purus arcu luctus risus, ut lacinia metus lorem et metus. Cras tempus semper ante. Cras tincidunt euismod venenatis. Aliquam erat volutpat. Suspendisse tempor congue neque a aliquam.

Curabitur at est vel odio aliquam fermentum in vel tortor. Aliquam eget laoreet metus. Quisque auctor dolor fermentum nisi imperdiet vel placerat purus convallis. Fusce et risus eu justo euismod pellentesque. Suspendisse id viverra est. Aenean feugiat tincidunt urna et tristique. Etiam nunc nulla, elementum id dapibus vel, congue vitae purus. Pellentesque blandit enim eu tellus rhoncus id congue velit cursus. Phasellus interdum interdum ipsum, vel pharetra purus congue sed. Cras convallis elementum elementum.

Praesent dolor turpis, sodales mattis facilisis sit amet, commodo eu diam. Curabitur in neque felis, sed eleifend tellus. Nulla facilisi. Suspendisse vel suscipit eros. Vestibulum euismod turpis vel nunc sodales at vestibulum lectus dignissim. Donec quis magna lacus. Donec ultricies scelerisque purus, eu faucibus lorem tempor id. Cras egestas magna id nunc ullamcorper facilisis. In at est id felis lacinia aliquet. In hac habitasse platea dictumst. Donec molestie, eros ac venenatis posuere, erat dolor varius ligula, tempus interdum nisi dui ut sem. Suspendisse a euismod ligula. Fusce vitae erat orci, quis interdum turpis.

Curabitur quis orci non dolor fermentum tincidunt. Mauris quis massa ante, at semper nunc. Mauris in purus id ante gravida fermentum. Etiam hendrerit risus sit amet purus lacinia sollicitudin. Suspendisse mauris sapien, mattis eget accumsan et, suscipit in diam. Vestibulum nec diam et lectus euismod tempor. Quisque gravida luctus orci. Donec ornare, tellus et faucibus eleifend, felis eros fermentum ligula, in dapibus elit tellus a odio. Vivamus in iaculis justo. Cras convallis, sem id luctus fermentum, lacus lectus scelerisque lacus, id rhoncus est purus id ante.

Lorem ipsum dolor sit amet, consectetur adipiscing elit. Ut facilisis interdum lacus, nec scelerisque magna vehicula et. Pellentesque nec eros mi. Sed ultricies tellus vel odio pellentesque non congue enim auctor. Fusce fermentum, magna non commodo fringilla, purus metus ultrices purus, ut laoreet est neque eu leo. Praesent suscipit diam nec quam luctus sit amet varius leo fermentum. Proin quis dolor nec diam aliquet bibendum et ac felis. Nunc ut ante vulputate mauris vehicula molestie. Praesent malesuada ipsum ac felis iaculis accumsan. Aenean dui sem, facilisis ut fermentum et, dignissim vitae odio. Donec pretium nisl sit amet nulla pharetra vulputate. In pellentesque bibendum consequat. Nullam eros diam, suscipit non rutrum vel, mollis sed augue. Nulla facilisi. Morbi facilisis, nisi at sodales facilisis, purus arcu luctus risus, ut lacinia metus lorem et metus. Cras tempus semper ante. Cras tincidunt euismod venenatis. Aliquam erat volutpat. Suspendisse tempor congue neque a aliquam.

Curabitur at est vel odio aliquam fermentum in vel tortor. Aliquam eget laoreet metus. Quisque auctor dolor fermentum nisi imperdiet vel placerat purus convallis. Fusce et risus eu justo euismod pellentesque. Suspendisse id viverra est. Aenean feugiat tincidunt urna et tristique. Etiam nunc nulla, elementum id dapibus vel, congue vitae purus. Pellentesque blandit enim eu tellus rhoncus id congue velit cursus. Phasellus interdum interdum ipsum, vel pharetra purus congue sed. Cras convallis elementum elementum.

Praesent dolor turpis, sodales mattis facilisis sit amet, commodo eu diam. Curabitur in neque felis, sed eleifend tellus. Nulla facilisi. Suspendisse vel suscipit eros. Vestibulum euismod turpis vel nunc sodales at vestibulum lectus dignissim. Donec quis magna lacus. Donec ultricies scelerisque purus, eu faucibus lorem tempor id. Cras egestas magna id nunc ullamcorper facilisis. In at est id felis lacinia aliquet. In hac habitasse platea dictumst. Donec molestie, eros ac venenatis posuere, erat dolor varius ligula, tempus interdum nisi dui ut sem. Suspendisse a euismod ligula. Fusce vitae erat orci, quis interdum turpis.

Filed in: Media Tags: ,

You might like:

Amazon Sales Up 40% in 2010 Amazon Sales Up 40% in 2010

2 Responses to "Kindle Books Now Outselling Paperbacks at Amazon"

  1. admin says:

    Curabitur quis orci non dolor fermentum tincidunt.

  2. admin says:

    Mauris quis massa ante, at semper nunc.

Leave a Reply

Submit Comment
© 2014 ChannelPro. All rights reserved. XHTML / CSS Valid.
Proudly designed by Theme Junkie.
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol