ChannelPro » Kindle Books Now Outselling Paperbacks at Amazon

Kindle Books Now Outselling Paperbacks at Amazon

ToplumDüşmanı

Dosya 24

YOZLAŞAN KÜLTÜRÜN BOĞDUĞU YENİ TÜRKİYE SİNEMASI Sanatımız büyürken yozlaşan kültürümüzün izinde 2008 yılı ne güzel de geçiyordu. Önce Cannes’dan Nuri Bilge’nin aldığı en iyi yönetmen ödülü geldi, ardından San Sebastian Film Festivali’nden Yeşim Ustaoğlu’na büyük ödül. Nuri Bilge en iyi yönetmen için diğer kıtalardan da ödül aldı. ‘Sonbahar’ Adana’da Altın Koza aldıktan sonra uzun bir dünya festivalleri turuna çıktı, 10’dan fazla uluslar arası ödül aldı. Ancak bir yandan iktisadi kriz, öte yandan sinema halk ilişkilerinin yanlış kurulması, bilet ücretlerinin inanılmaz pahalılığı, kültürel yaşantımızın tam bir çöle dönüşmüş yapısı, tuhaf bir şekilde sanatımıza ve sanatçımıza yönelik inan(ıl)maz tavırlar… Türkiye’ye krizin teğet geçeceği yönünde abes değerlendirmeler, insana banka batmayınca ekonomi tıkırında diyen ahmak liberal söylemleri hatırlatıyor. Türkiye’de gerçek şu: Her tür iktisadi krizin doğrudan etkisi kültür/sanat alanında daralmayla sonuçlanmakta. İnsanlarımızın ilk yaptıkları kesintiler kültürel etkinliklerden oluyor. Dolayısıyla bir de buna iki tane büyük ve yaygın toplumsal özelliğimizi eklediğimizde sonuç vahim oluyor: İSLAM BAZLI YÜKSELİŞ 1. Türkiye’de İslam çok hızla yükseliyor, ama bunun kültürel açılım anlamında hiçbir anlamlı çıktısı olmuyor. Daha da önemlisi İslam’ın yükselişi var olan kültürel çıkışlarımızı hakir görüyor ve toplumu kültürel alandan uzak tutuyor. Dolayısıyla 1950-1980 arasındaki otuz yılı düşündüğümüzde, solun yükseliş dönemlerini yaşadığını, bu yükselişin kültürel etkinliklere büyük oranda değer atfederek katılımı ve tartışmayı tetiklediğini anlıyoruz. Sol kendisi için kültür alanını her zaman bir açılım olarak görüyor. Oysa sağın iki kolu olan milliyetçilik ve İslam bazlı yükseliş kültürel katılımı olumsuz olarak değerlendiriyor, kültür insanlarını ise neredeyse yoz olarak görüyor. PİYASA KAVGASI 2. Türkiye’de başat ideolojik iklimde İslam’la barışık ve iktisadi yapıyla uyumlu bir başka bileşen liberalizmdir. Bu anlamda hâlâ merkezde duruyorlarmış gibi görünseler de, giderek kan kaybeden liberal görüşün kültür sanat alanında hiçbir açılım yapma isteği/niyeti/çabası ortaya çıkmıyor. Bir dünya görüşü, bir siyasi sistem, bir uygarlık anlayışı olarak kültürü üretmek ve yaygınlaştırmak yerine tek bildikleri kültürel üretimi bir yandan piyasaya bağlamak, öte yandan ise kontrol etmek. Örneğin hem Milliyet’in hem Hürriyet’in günlük ekleri, bu eklerde arka köşelerde ve sıradan konumlarda filmlerin ya da dizilerin oyuncularıyla söyleşilere yer veriyor. Ama doğrudan kültür ve sanata yönelik hiçbir yayınları yok. Buna televizyonları da ekleyebilirsiniz, İslamcıların sahip oldukları kanallarda kültür programları kendi tuhaf söylemleriyle sınırlı iken, onların muradı kültürel açılım yapmak değil, liberallerden piyasanın içinde kapladıkları yerleri alabilmek. Hakikaten bir piyasa kavgası veriyorlar. Bu tablo içinde kültür ve özellikle sinema ya magazinleşerek ya da marjinalleştirilerek kendine bir yer bulabiliyor. Sinema alanında bunun sonucunda çok ciddi sayıda sanatçımız ya da sanatçı adayımız üretim yapmak istese, dahası yapsa dahi altyapının düzeltilmesi ve kültüre halkın katılımını ve halkın yorum/estetik bağlamında kendini geliştirmesi için bunlara koşutluk gösteren hiçbir gerçek çaba ortaya çıkmıyor. Dolayısıyla kendi kültürel sığlığımız içinde ürettiklerimizin dahi değerini bilemiyoruz. Ama halkın içinden de kültürel açılımı talep eden güçlü bir eğilim de ortaya çıkmıyor. Kültürel sığlığımız -görünen o ki- on yıllar boyunca devam edecek. 2009 yılının tam anlamıyla sosyolojik özeti şu cümlede saklı: Krize rağmen bir üretim patlaması yaşanıyor, yerli filmlerin toplam izleyicisinde bir azalma yaşanıyor, sanat eserleri büyük oranda marjinalleştirilmiş, sinemasal üretimle altyapının hazırlanması ve halka erişim kanalları arasında doğru orantılı bir ilişki yok. Bu anlamda sinema tarihimize eğildiğimizde, böylesi her artış ve böylesi talepte görülen daralmanın olduğu dönemlerin ardından etik-estetik-iktisadi bir kriz yaşanıyor sinemamızda. Dolayısıyla örneğin uluslararası festivallerden aldığımız ödüllerin artmasına, yapılan filmlerin sınırlı sayıda üründe estetik ve sosyolojik olarak çok daha anlamlı ürünlerin yapılmasına, hatta ticari filmlerin bile önemli bir bölümünde niteliksel bir gelişme olmasına rağmen: Bütün bunlarla tezat olan genel olarak kültürel hayatımızın yoksulluğudur, yani bu eşitsizlik krizin asıl dinamiklerinden birisi oluyor. KÜLTÜRDEN ANLADIĞIMIZ: RAMİZ DAYI İLE POLAT ALEMDAR’IN SÖZ DÜELLOSU Türkiye’de insanların gelirleri ve sinemaya yapabilecekleri harcama açısından düşünüldüğünde, bir eşitsizlik var. Buna bağlı olarak toplumun önemli bir kesimi hiç sinemaya gitmiyor, onların önemli bir bölümü ise kaçak DVD’den ya da televizyondan film seyrediyorlar. Bu açıdan bakıldığında kaçak DVD olayı polisiye önlemlerle değil, sistematik olarak bir kültürün yerleştirilmesi ve piyasa koşullarının da bunlarla yerleştirilmesine bağlı. Basit bir örnek vermek istiyorum: örneğin yasal DVD’lerin fiyatları 5 lira düzeyine çekilse yalnızca öğrenciler bir yılda birbirlerine 100 binin üzerinde DVD hediye ederler. Bunun bilinmeyen bir tarafı yok: Ama buna göre örneğin vergilerin düzenlenmesi, kültürel yapının oturtulması için çaba gösterilmesi gerekir. Yalnızca konuyu enine boyuna düşünüp yapılacak etkinlikler ve düzenlemeler ile yasal DVD piyasası şu anki konumunun 10 katına çıkarılabilir. Aynı şekilde İstanbul’daki Tarık Zafer Tunaya gibi kültür merkezlerinin belediyelerle her kentte oluşturulması, buralarda özellikle kültürümüze yönelik gösterimlerin yapılması, sinemamızda özellikle sanat filmlerinin desteklenmesi, bu kültür merkezlerinin kara yönelik işletilmemesi ile sinema seyircilerimiz milyonlarca artırılabilir. Aynı şekilde halkımızın ulusal filmlere olan ilgisi ve bilgisi inanılmaz derecede artırılabilir. Örneğin belgeselcilerin festivalleri ücretsiz gösterildiğinde İstanbul’da neredeyse sürekli dolu salonlara oynadığını hatırlayalım. Bunun kültürel çıktısı toplumumuz için düşünüldüğünden çok olumlu ve güçlüdür. Aynı şekilde bu kültür merkezlerinde düzenli olarak belgesel ve kısa filmlerimiz de gösterilse, toplumsal katılım ne kadar artabilirdi? Eğer kültürel yaşantımızın çok kuruduğunu kabul ediyorsak –reddetmenin açıkça sahtekârlık anlamına geleceği kadar açık bir olgudur bu- hayatımızı dolduran şiddetten, insanlarımız arasındaki iletişimsizlikten, bütün kentlerimizde kendini gösteren sevgisiz ilişkiler ve hayatımızın her alanında görebileceğimiz kadar yoğun bir kabalıktan şikâyet ediyorsak, toplumu kültürle barıştırmaktan başka hiçbir çıkar yolumuz yok. Aksi durumlarda bugün olduğu gibi her biri birbirinden aptalca diziler karşısında insanlarımızın bunamayı beklemesini de olağan karşılayalım. Alternatif olarak Ramiz Dayı ile Polat Alemdar’ın söz düellosunu topluma kültür olarak sunalım. 2008–2009 YILINDA GENEL TABLO: İlk önce uluslararası festivallerde ödül almış ya da katılmış filmlerimizin hiçbirisi Antalya’da önemli bir ödül almadılar. Dahası büyük ödül Pazar adlı İngiliz’in filmine gitti. Oysa ki Türkiye gerçek anlamda en başarılı yıllarından birini yaşıyordu. 2008-2009 gösterim yılında art arda milyonluk iş yapan filmler gösterime girdi: AROG, Recep İvedik 2, Güneşi Gördüm, Issız Adam derken sezonun en önemli bölümünde sanat filmleri gösterim olanaklarını bulamadılar. Ya da gösterime girenler kıyıda köşede kaldı. Bu nedenle önemli bir bölümü İstanbul Film Festivali sonrasında gösterime çıktığı için genel olarak 30 binin altında gişe yaptılar. Aynı gösterim yılında sinemaya ilişkin hiçbir ciddi tartışma yaşanmadı, kültürel hayatımızdan belli belirsiz bir yıl olarak geçti; sanatsal olarak en büyük çıkış yaptığı sezonda oldu bu. Cannes’da en iyi yönetmen ödülü alan Nuri Bilge’nin ‘Üç Maymun’ filmi Türkiye’de ilk kez yüz bin seyirciyi aştı: Dünyada genel olarak ‘Üç Maymun’ hakkında devasa bir literatür ortaya çıktı, buna karşın özellikle ülkemizdeki kadın sinema yazarlarının öncülüğünde SİYAD üyesi bir grup sinema yazarı filme Altın Bamya ödülü verdi. Yaratıcılıktan uzak olduğumuz için bu ödülün esin kaynağı da ABD olmuştu. Devamının geleceğini sanmıyoruz ama her zaman ödülün kendisinden de berbat olacak denli bu kadar saçma kararların verileceğine biz inanamıyoruz. ‘Sonbahar’ festivallerdeki çıkışının ardından, 19 Aralık gibi anlamlı bir günde gösterime çıktı, çok iyi bir gösterim programı, halkla ilişkiler, sivil toplum kurumlarıyla yardımlaşma pratiği, yurt genelinde pek çok yerde sanatçının doğrudan katıldığı tartışmalarıyla 150 bine yakın insan tarafından seyredildi. Aynı şekilde muhtemelen yüz binlerce kaçak DVD’si sattı. Aynı filmle anlamlı bir ilişkiye sahip olan ve yine Cannes ödüllü ‘Açlık’ filmi Kuzey film tarafından Türkiye’ye ithal edildi. Bu süreci tamamlayan son halka ise Çayan Demirel’in ‘Diyarbakır 5 Numaralı Cezaevi’ belgeseli Antalya’da bu yıl en iyi belgesel ödülü aldı. İnsanlık dışı baskıların ve iktidarın mantığını anlatan ve sorgulayan bu eserlerin ardından Kenan Evren’in evini fahiş fiyattan satmaya çalışması haberini, bu evin müze yapılması önerisi izledi. Bu anlamda Altın Bamya ödülü veren SİYAD üyelerine Kenan Evren’e ve evinin müze yapılmasını önerenlere dair özel bir ödül tasarlamalarını önermek iyi fikir.

Lorem ipsum dolor sit amet, consectetur adipiscing elit. Ut facilisis interdum lacus, nec scelerisque magna vehicula et. Pellentesque nec eros mi. Sed ultricies tellus vel odio pellentesque non congue enim auctor. Fusce fermentum, magna non commodo fringilla, purus metus ultrices purus, ut laoreet est neque eu leo. Praesent suscipit diam nec quam luctus sit amet varius leo fermentum. Proin quis dolor nec diam aliquet bibendum et ac felis. Nunc ut ante vulputate mauris vehicula molestie. Praesent malesuada ipsum ac felis iaculis accumsan. Aenean dui sem, facilisis ut fermentum et, dignissim vitae odio. Donec pretium nisl sit amet nulla pharetra vulputate. In pellentesque bibendum consequat. Nullam eros diam, suscipit non rutrum vel, mollis sed augue. Nulla facilisi. Morbi facilisis, nisi at sodales facilisis, purus arcu luctus risus, ut lacinia metus lorem et metus. Cras tempus semper ante. Cras tincidunt euismod venenatis. Aliquam erat volutpat. Suspendisse tempor congue neque a aliquam.

Curabitur at est vel odio aliquam fermentum in vel tortor. Aliquam eget laoreet metus. Quisque auctor dolor fermentum nisi imperdiet vel placerat purus convallis. Fusce et risus eu justo euismod pellentesque. Suspendisse id viverra est. Aenean feugiat tincidunt urna et tristique. Etiam nunc nulla, elementum id dapibus vel, congue vitae purus. Pellentesque blandit enim eu tellus rhoncus id congue velit cursus. Phasellus interdum interdum ipsum, vel pharetra purus congue sed. Cras convallis elementum elementum.

Praesent dolor turpis, sodales mattis facilisis sit amet, commodo eu diam. Curabitur in neque felis, sed eleifend tellus. Nulla facilisi. Suspendisse vel suscipit eros. Vestibulum euismod turpis vel nunc sodales at vestibulum lectus dignissim. Donec quis magna lacus. Donec ultricies scelerisque purus, eu faucibus lorem tempor id. Cras egestas magna id nunc ullamcorper facilisis. In at est id felis lacinia aliquet. In hac habitasse platea dictumst. Donec molestie, eros ac venenatis posuere, erat dolor varius ligula, tempus interdum nisi dui ut sem. Suspendisse a euismod ligula. Fusce vitae erat orci, quis interdum turpis.

Curabitur quis orci non dolor fermentum tincidunt. Mauris quis massa ante, at semper nunc. Mauris in purus id ante gravida fermentum. Etiam hendrerit risus sit amet purus lacinia sollicitudin. Suspendisse mauris sapien, mattis eget accumsan et, suscipit in diam. Vestibulum nec diam et lectus euismod tempor. Quisque gravida luctus orci. Donec ornare, tellus et faucibus eleifend, felis eros fermentum ligula, in dapibus elit tellus a odio. Vivamus in iaculis justo. Cras convallis, sem id luctus fermentum, lacus lectus scelerisque lacus, id rhoncus est purus id ante.

Lorem ipsum dolor sit amet, consectetur adipiscing elit. Ut facilisis interdum lacus, nec scelerisque magna vehicula et. Pellentesque nec eros mi. Sed ultricies tellus vel odio pellentesque non congue enim auctor. Fusce fermentum, magna non commodo fringilla, purus metus ultrices purus, ut laoreet est neque eu leo. Praesent suscipit diam nec quam luctus sit amet varius leo fermentum. Proin quis dolor nec diam aliquet bibendum et ac felis. Nunc ut ante vulputate mauris vehicula molestie. Praesent malesuada ipsum ac felis iaculis accumsan. Aenean dui sem, facilisis ut fermentum et, dignissim vitae odio. Donec pretium nisl sit amet nulla pharetra vulputate. In pellentesque bibendum consequat. Nullam eros diam, suscipit non rutrum vel, mollis sed augue. Nulla facilisi. Morbi facilisis, nisi at sodales facilisis, purus arcu luctus risus, ut lacinia metus lorem et metus. Cras tempus semper ante. Cras tincidunt euismod venenatis. Aliquam erat volutpat. Suspendisse tempor congue neque a aliquam.

Curabitur at est vel odio aliquam fermentum in vel tortor. Aliquam eget laoreet metus. Quisque auctor dolor fermentum nisi imperdiet vel placerat purus convallis. Fusce et risus eu justo euismod pellentesque. Suspendisse id viverra est. Aenean feugiat tincidunt urna et tristique. Etiam nunc nulla, elementum id dapibus vel, congue vitae purus. Pellentesque blandit enim eu tellus rhoncus id congue velit cursus. Phasellus interdum interdum ipsum, vel pharetra purus congue sed. Cras convallis elementum elementum.

Praesent dolor turpis, sodales mattis facilisis sit amet, commodo eu diam. Curabitur in neque felis, sed eleifend tellus. Nulla facilisi. Suspendisse vel suscipit eros. Vestibulum euismod turpis vel nunc sodales at vestibulum lectus dignissim. Donec quis magna lacus. Donec ultricies scelerisque purus, eu faucibus lorem tempor id. Cras egestas magna id nunc ullamcorper facilisis. In at est id felis lacinia aliquet. In hac habitasse platea dictumst. Donec molestie, eros ac venenatis posuere, erat dolor varius ligula, tempus interdum nisi dui ut sem. Suspendisse a euismod ligula. Fusce vitae erat orci, quis interdum turpis.

Filed in: Media Tags: ,

You might like:

Amazon Sales Up 40% in 2010 Amazon Sales Up 40% in 2010

2 Responses to "Kindle Books Now Outselling Paperbacks at Amazon"

  1. admin says:

    Curabitur quis orci non dolor fermentum tincidunt.

  2. admin says:

    Mauris quis massa ante, at semper nunc.

Leave a Reply

Submit Comment
© 2014 ChannelPro. All rights reserved. XHTML / CSS Valid.
Proudly designed by Theme Junkie.
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol