ChannelPro » Kindle Books Now Outselling Paperbacks at Amazon

Kindle Books Now Outselling Paperbacks at Amazon

ToplumDüşmanı

Dosya 3

ÇÖKÜŞTEN YÜKSELİŞ ÇIKARMAYA ÇALIŞMAK: NEŞELİ 90’LI YILLAR!
Yeni orta sınıfı anlamak için fakültelerini 80’li yıllarda okuyup, 90’lı yıllarda şirketlere ve bankalara akan, yaklaşık
65-75 doğumlu olan, benim diğer kuşaklara referansla 88 Kuşağı dediğim profeyonel kadroları anlamak gerekir
Buraya kadar YOS’u daha çok kavramsal bir çerçeve içinde değerlendirdik. Söylenenler bu kavrama bazı belirsizlikler ve rezervler yüklemekle beraber ortak olan bazı unsurlar bulunuyor. Öncelikle beyaz yakalı, iş üzerinde göreceli denetime ve özgürlüğe sahip, ofis ve hizmet ağırlıklı ve göreceli yüksek ücretli meslekler kastedildiği açık. Tabii burada bazı sorunlar da var. Bir banka müfettiş yardımcısı ile aynı bankanın genel müdürünü aynı YOS kategorisinde mi değerlendireceğiz. Yoksa üst orta sınıf gibi eski konvansiyel bir tanımlamayı mı kullanacağız. Bütün bu belirsizliklere rağmen üzerinde yürüyeceğimiz sağlam bir zemin yine de var. Eğer YOS gibi bir sınıflandırmayı veri alacaksak bunu, 80 sonrası özellikle de 90’lı yılların neoliberalizminden bağımsız düşünemeyeceğimiz ortada.
Hatta işin büyüsü neredeyse 90’lı yıllarda yatıyor denilebilir. Çünkü kapitalizm tarihinde bütün dünyada sayılarının arttığı ve her şeyden önemlisi de kendilerine diğer sınıflardan farklılaştıracak “dışlayıcı”  bir kültür yonttukları yegane dönem olması. Bu anlamda 19. yüzyıl ve yirminci yüzyılın 1945 sonrası dönemi veri alındığında, 1990 sonrası dünya YOS’un kendini fazlasıyla görünür kıldığı bir Altın Çağ’dır.
Bunun neoliberalizme bağlı birkaç nedeni var: öncelikle imalattan ofise hızlı bir dönüşüm, ve daha önce 3. sektör olarak ele alınan hizmetler sektörünün görüntüde(!) neredeyse birincil sektör gibi rol oynaması.; ve her şeyden önemlisi de bu alanların ihtiyacı olan beyaz yakalıları devşirmek için üniversite eğitiminde o güne kadar görülmemiş yoğunlukta bir nitelik yakalanması.
Gerçekten de 80 sonrası dönem alt orta sınıf çocuklarının üniversitelere akması anlamında, daha önceki 1945 sonrası dönemle karşılaştırılamayacak kadar yüksek bir orana ulaşacaktır. Daha önce dünyada üniversite eğitimi 2. Dünya Savaşı sonrası “baby boom (bebek patlaması)” ile birlikte ivmelenecek; bu kuşak ise 1968 sonrası ve 1970’lerde fazlasıyla politikleşecektir. Yani bizim 68 ve sonrasında 78 kuşağı olarak biraz da nostaljiyle andığımız kuşaklardan bahsediyoruz. 19. yüzyıla kadar sadece burjuvazi ve aristokrat çocuklarının ulaşabildiği üniversite eğitimi 20.yüzyılın ikinci yarısı alt sınıfları da kapsayacak şekilde dönüşecekrir. 60 yıllardaki “menejerler devrimi” söyleminin arkasında böyle bir tarihsel dönüşüm vardır. Bu ise kapitalizm içindeki beyaz yakalıların sayısını arttıracaktır.
88 KuŞAĞI
80’li yıllara geldiğimiz de ise, neo liberalizmin ve başta finans-iletişim sekrörü olmak üzere ihtiyaç olunan kalifiye profesyoneller sayıları hızla artan iktisat-işletme fakültelerinden sağlanacaktır. Şunu unutmamak gerekiyor; Türkiye’de üniversitelerin başta İngilizce eğitim verenler olmak üzere üniversitelerin işletme-finans-ekonomi ve ululararası ilişkiler bölümleri en fazla tercih edilen bölümler olacaktır.
Bir de üstüne lisansüstü MBA yapılınca genç bir Yuppie adayıydınız artık; bir de 1991’de yayın hayatına başlayan borsa ağırlıklı Ekonomist dergisini de koltuğunuzun altına alınca ne ala! Nasıl olsa ne yiyip içeçeğimizi (ki içine dünya mutfağı ve suşi mutlaka olacaktır) ve takılacağımız mekanları Türkiye’nin ilk YOS dergisi sayılabilecek ve yine 1991 yılında yayına başlayan Aktüel dergisi yazacaktır. Bu anlamda YOS’u anlamak için fakültelerini 80’li yıllarda okuyup, 90’lı yıllarda şirketlere ve bankalara akan yaklaşık 65-75 doğumlu olan benim diğer kuşaklara referansla 88 Kuşağı dediğim profeyonel kadroları anlamak gerekir.
Şu an 30’lu ve 40’lı yaşlara yani orta yaşa girmeye başlamış neoliberalizmin en parlak kesiminden bahsediyoruz yani... YOS üzerine konuşmak biraz da bunlar üzerine konuşmaktır. Yoksa fazlasıyla kavramsal, kitabi ve kuru şeyler söylemenin ötesine geçemeyiz. Prof. Dr. Sencer Ayata’nın tezinin en zayıf noktasını burası oluşturuyor. Çünkü bu kuşak CHP’de olmayan bir kuşak; ne de Cumhuriyet gazetesi okuyan bir kuşaktır. Zaten Cumhuriyet gazetesi de 1988 yılıyla beraber büyük bir kriz yaşayacak, zamanla bugünkü 50 yaş bandından okurlarına gelecektir.
Sadece Türkiye değil, bütün dünya açısından bu 88 Kuşağı kritik bir yerde duruyor; ve üzerinde dünyada da fazla yazılıp çizilmiş değil. Yeni Orta Sınıf kitabının İngilizce ve Çince çeviri teklifi almış olması böyle bir boşluktan kaynaklanıyor; Ayata anladığımız kadarıyla İngilizce dışında kitap okumuyor görünüyor, yeni orta sınıf üzerinden bir ün kazanmasına rağmen Türkçe’deki (İngilizce’de de yok) tek kitabı okumamış görünüyor. Bu çerçeveden bakıldığında Ayata’nın CHP yeni orta sınıfları varoşlarla buluşturuyor saptaması acayip kaçıyor. Gençlik kollarındaki saymazsak CHP’de bahsettiğimiz anlamda YOS zaten yok.
Ayata bir temenni olarak orayı hedeflemiş görünüyor, bu anlaşılabilir; ama bu o kadar kolay olmayacaktır. Ayata’nın mühendis, bankacı, doktor, öğretim görevlisi gibi mesleklerle tanımladığı YOS, böyle bir zemine indiğinde buharlaşıyor. Özetle şunu söylemek gerekiyor: 1947 ya da 1957 doğumlu bir bankacı ya da mühendis ile 1970 doğumlular arasında dünya kadar fark var. Sonraki yaş dilimlerini saymıyorum bile.
Yani 98 kuşağı diyebileceğimiz 77-87 yılları arasında doğanlar ve sonrasılar... Tabii kültürel stratejilere ve dönemlere girmeyince argüman normatif olarak (mesleki tanımla) doğru görünmekle beraber aslında pratikte fos çıkıveriyor. Bunu göstermek için 88 Kuşağı’nın kültürel yüzeyini birazca deşmek faydalı olacaktır.
YOS kenti:
Sex and City
YOS “Yeni Ekonomi”nin göz bebeğine dönerken, kent de bu dönüşüme kayıtsız kalmadı. Yine gayrimenkula eklemlenmiş finansal operasyonlarla yürüyen proje, kenti öncelikle bir “hizmet kenti” haline getirmeyi hedefliyordu. Bu ulus devletlerden bağımsız, finans, bankacılık, bilişim ve kültür –eğlence endüstrisinde uzmanlaşmış, üretimi ve fabrikayı emeğin ucuz olduğu bölgelere def etmiş, plazaların ve ofislerin kentiydi. Yani mavi yakalıların görüntüsüne bile tahammül edemeyen Beyaz Kent; ya da beyaz yakalı kent. Bu kent bir tarafıyla 1991 sonrası Maslak’ın dönüşümünde olduğu gibi gökdelenlerin kenti; yine aynı tarihlerde Beyoğlu trafikten arındırılıp bar ve cafelerle doluyordu. Taksim civarı alt sınıflardan, yoksul mekanlardan ve geleneksel orta sınıf mekanlarından, biraz da polis zoruyla arındırılarak; çok kısa sürede neredeyse sadece başta üniversite öğrencisi YOS adayları olmak üzere bu kesime yönelik dönüşmüştür. Halk Gazinolarını kaybeden, geleneksel orta ve alt sınıflara ise çekirdek çitleyerek dizi seyretmek düşmüştür. Çoğalan clup ve bar mekanları, bir tür karşılaşma arenası olarak YOS’un cinselliğini ve kültürünü belirleyecektir.

Yuppieler, Prensler ve öncü bir kitap
Yenİ orta sınıfın 80’li yıllardaki ilk görünümü, erken aşamada bazen Yuppie kavramıyla da tanımlanıyordu. Olumsuz ve grotesk bir tınıya sahip Yuppie, Genç Şehirli Profesyoneller (Young Urban Professional) olarak Türkçeye çevirebilir.Yuppie her şeyden önce borsa-banka-finans sektöründe çalışan, eğitimli, beyaz yakalı, bireyci, acımasız ve hırslı tipleri anlatıyordu. Oliver Stone 1988 tarihli Walt Street filminde bütün çarpıcılığıyla bunu anlatır. Yuppieler dinazor olarak niteledikleri eski yöneticiler karşısında yeni “esnek” bir yönetici tipini simgeliyordu. Özal’ın genç prensleri de (Emlak Bank skandalı aktörü Engin Civan gibi) aynı tınıyı veriyordu. Amblemleri ise Jaws’dı. Fakat 90’lı yıllara geldiğimizde bu tanımlama gözden düşecektir. Sürekli genişleyen bir hizmetler sektörü ve artan profesyonel sayısı Yuppie profilin acayipliğini azaltacaktır. Türkiye’de bu konudaki ilk ve özgün çalışma Hayri Kozanoğlu’nun “Yuppieler, Prensler ve Bizim Kuşak” adını taşıyor. 1993 yılında yayınlanan ve kısa sürede 2. baskısına ulaşan kitapta Kozanoğlu kariyer, borsa, girişimci gibi o yıllarda parlatılan ve Televolelere kadar yansıyan “kazanma hırsı” ve rekabetçiliğin etkileyici, isim isim bir anatomisini çıkarıyordu.

“ Günümüzün yükselen değerlerini artık herkes tanıyor: Başarmak ve –ne pahasına olursa olsun- kazanmak; esas itibarıyla para kazanmak; daha doğrusu paralı olmak; parayla birlikte kariyer/statü, olmazsa statü sembolleri edinmek; “iyi” tüketmek. Üstelik bunları başkalarının kaybetmesi pahasına, acımasız rekabet koşullarında yaptığının “tadına varmak”. 1980’lerde geçerli mesleklerin profesyoneli olmuş orta sınıfların amentüleri haline geldi bütün bunlar. Yuppie’lik, bu ruh halini ve “business” ahlakını simgeleyen bir öncü tipti. Yuppie’lik Batı’da ‘yükselen değerler’in antipatik yüzünü, çiğliklerini temsil eder hale gelip alay konusu olmaya başlarken, Türkiye’de “in” oldu. Orta gelir grubundan yukarı çıkamayanların da, dededen zengin olanlarında hiza aldığı bir davranış kodu haline geldi.” Hayri Kozanoğlu
Yuppieler, Prensler ve Bizim Kuşak”
İletişim Yayınları, 1994
Ademler ve Havvalar:
Erkekçe ve Kadınca
1983 sonrası Özal ile beraber medyada önemli bir değişiklik oldu. Playboy, Playmen gibi erotik dergilere paralel Erkekçe ve Kadınca gibi dergiler yayınlanmaya başladı.  Bu yayınlar 90’lı yıllara evrilen Türkiye’de kendini daha gösterememiş yeni orta sınıfa dönük ilk yayınlardan sayılabilir. Hıncal Uluç gibi bugünün ünlü köşecilerinin de yazı kadrolarında bulunduğu dergiler; kazanmayı ve riski kutsamanın yanında o gün için radikal sayılabilecek cinsel sırları ve hazcılığı ortaya döküyorlardı. Entelektüel bir sosa bulanan bu hazcılık daha sonra Cosmopolitan Esquire gibi 90’ların yeni orta sınıf erkek-kadın dergilerinin birazcık yerlileştirilmiş örnekleriydi. Kadın dergileri aynı zamanda hizmetler sektöründe sayıları artan genç, bağımsız kadın profesyonellere, feminizmle soslanmış iş yeri stratejileri pazarlıyorlardı. Bu dergilerde yetişmiş kadın ve erkek editörler (Emre Aköz, Gülse Birsel gibi), hala bugün medya ve TV’de üretimlerini sürdürüyorlar.  Bahsedilen dergilerin birinci şiarı “kaliteli” ve “iyi” yaşamakdı. Ayrıca YOS’un bir tür alemeti farikasına dönüşecek “itiraf kültür”nün ilk örneklerini de verdiler. Bu dergilere ek olarak “YOS’u hayat tarzıcılığına çeken gayet seçkinci mimari ve dekorasyon dergilerini unutmamak gerekiyor. YOS yaşadığı mekanların, çocukluğunun geçtiği mekanlar gibi olmasını istemiyordu artık. Bu sektörler aynı zamanda üst sınıflar için büyük bir tüketim ve harcama alanlarıydı; ayrıca neo liberalizmin emlak piyasasındaki sermaye hareketlerine de eklemleniyorlardı.

Dışlayıcı  reklam:
Sen beni alamazsın!
90’ların alaycı, cüretli YOS kültürünün en görünen yönlerinden biri de reklamlardı. Dışlayıcı Reklam olarak niteleyebileceğimiz bu anlayış; YOS özgüvenini ve toplumun diğer kesimlerine karşı mesafesini özellikle vurgulama gereği duyuyordu. Bu anlamda 1950’li yıllardan itibaren bir reklamcılık standardı haline gelmiş, terbiyeli, temkinli ve herkesi kucaklamaya çalışan uslu bir reklam dili gitmiş; yerine “sen al sen alma” diyebilecek kadar cüretli bir dil gelmiştir. Örneğin Audi’nin 90’lı yıllarda yayınlanan ve ödül kazanan bir reklamında. Kıllı, elleri yüzüklü bir tip gösterilerek, “bu otomobilde olmaması gereken aksesuarlar” ifadesi kullanılmıştır.
Sabah Excell’in başında ol! Energy Drink
BaŞta çözünebilir kahveler olmak üzere, neoliberalizm ve hizmetler sektörünün gelişmesiyle artmış içecekler de var. Çözünebilir kahveler hızlı hazırlanmasıyla, beyaz yakalı ofis çalışanları tarafından yoğun tüketilecektir. Bunlar esnek ve hızlı iş akışı düşünüldüğünde, uyarıcı ve keyif vericilerdi; ama 88 kuşağnı çarpıntı belasıyla da buluşturdular. Yaratıcılık fetişizmi ve rekabet artı yoğun alkol  panic attack eğilimini de artıracaktır. Her gece eğlenen dinamik, neşeli YOS’u hedefleyen enerji içecekleri de 90’lı yıllara özgüdür. Bu bir tarafıyla da clubber beyaz yakalının “ayılarak” sabah işinin başında olmasını hedefler.

Lorem ipsum dolor sit amet, consectetur adipiscing elit. Ut facilisis interdum lacus, nec scelerisque magna vehicula et. Pellentesque nec eros mi. Sed ultricies tellus vel odio pellentesque non congue enim auctor. Fusce fermentum, magna non commodo fringilla, purus metus ultrices purus, ut laoreet est neque eu leo. Praesent suscipit diam nec quam luctus sit amet varius leo fermentum. Proin quis dolor nec diam aliquet bibendum et ac felis. Nunc ut ante vulputate mauris vehicula molestie. Praesent malesuada ipsum ac felis iaculis accumsan. Aenean dui sem, facilisis ut fermentum et, dignissim vitae odio. Donec pretium nisl sit amet nulla pharetra vulputate. In pellentesque bibendum consequat. Nullam eros diam, suscipit non rutrum vel, mollis sed augue. Nulla facilisi. Morbi facilisis, nisi at sodales facilisis, purus arcu luctus risus, ut lacinia metus lorem et metus. Cras tempus semper ante. Cras tincidunt euismod venenatis. Aliquam erat volutpat. Suspendisse tempor congue neque a aliquam.

Curabitur at est vel odio aliquam fermentum in vel tortor. Aliquam eget laoreet metus. Quisque auctor dolor fermentum nisi imperdiet vel placerat purus convallis. Fusce et risus eu justo euismod pellentesque. Suspendisse id viverra est. Aenean feugiat tincidunt urna et tristique. Etiam nunc nulla, elementum id dapibus vel, congue vitae purus. Pellentesque blandit enim eu tellus rhoncus id congue velit cursus. Phasellus interdum interdum ipsum, vel pharetra purus congue sed. Cras convallis elementum elementum.

Praesent dolor turpis, sodales mattis facilisis sit amet, commodo eu diam. Curabitur in neque felis, sed eleifend tellus. Nulla facilisi. Suspendisse vel suscipit eros. Vestibulum euismod turpis vel nunc sodales at vestibulum lectus dignissim. Donec quis magna lacus. Donec ultricies scelerisque purus, eu faucibus lorem tempor id. Cras egestas magna id nunc ullamcorper facilisis. In at est id felis lacinia aliquet. In hac habitasse platea dictumst. Donec molestie, eros ac venenatis posuere, erat dolor varius ligula, tempus interdum nisi dui ut sem. Suspendisse a euismod ligula. Fusce vitae erat orci, quis interdum turpis.

Curabitur quis orci non dolor fermentum tincidunt. Mauris quis massa ante, at semper nunc. Mauris in purus id ante gravida fermentum. Etiam hendrerit risus sit amet purus lacinia sollicitudin. Suspendisse mauris sapien, mattis eget accumsan et, suscipit in diam. Vestibulum nec diam et lectus euismod tempor. Quisque gravida luctus orci. Donec ornare, tellus et faucibus eleifend, felis eros fermentum ligula, in dapibus elit tellus a odio. Vivamus in iaculis justo. Cras convallis, sem id luctus fermentum, lacus lectus scelerisque lacus, id rhoncus est purus id ante.

Lorem ipsum dolor sit amet, consectetur adipiscing elit. Ut facilisis interdum lacus, nec scelerisque magna vehicula et. Pellentesque nec eros mi. Sed ultricies tellus vel odio pellentesque non congue enim auctor. Fusce fermentum, magna non commodo fringilla, purus metus ultrices purus, ut laoreet est neque eu leo. Praesent suscipit diam nec quam luctus sit amet varius leo fermentum. Proin quis dolor nec diam aliquet bibendum et ac felis. Nunc ut ante vulputate mauris vehicula molestie. Praesent malesuada ipsum ac felis iaculis accumsan. Aenean dui sem, facilisis ut fermentum et, dignissim vitae odio. Donec pretium nisl sit amet nulla pharetra vulputate. In pellentesque bibendum consequat. Nullam eros diam, suscipit non rutrum vel, mollis sed augue. Nulla facilisi. Morbi facilisis, nisi at sodales facilisis, purus arcu luctus risus, ut lacinia metus lorem et metus. Cras tempus semper ante. Cras tincidunt euismod venenatis. Aliquam erat volutpat. Suspendisse tempor congue neque a aliquam.

Curabitur at est vel odio aliquam fermentum in vel tortor. Aliquam eget laoreet metus. Quisque auctor dolor fermentum nisi imperdiet vel placerat purus convallis. Fusce et risus eu justo euismod pellentesque. Suspendisse id viverra est. Aenean feugiat tincidunt urna et tristique. Etiam nunc nulla, elementum id dapibus vel, congue vitae purus. Pellentesque blandit enim eu tellus rhoncus id congue velit cursus. Phasellus interdum interdum ipsum, vel pharetra purus congue sed. Cras convallis elementum elementum.

Praesent dolor turpis, sodales mattis facilisis sit amet, commodo eu diam. Curabitur in neque felis, sed eleifend tellus. Nulla facilisi. Suspendisse vel suscipit eros. Vestibulum euismod turpis vel nunc sodales at vestibulum lectus dignissim. Donec quis magna lacus. Donec ultricies scelerisque purus, eu faucibus lorem tempor id. Cras egestas magna id nunc ullamcorper facilisis. In at est id felis lacinia aliquet. In hac habitasse platea dictumst. Donec molestie, eros ac venenatis posuere, erat dolor varius ligula, tempus interdum nisi dui ut sem. Suspendisse a euismod ligula. Fusce vitae erat orci, quis interdum turpis.

Filed in: Media Tags: ,

You might like:

Amazon Sales Up 40% in 2010 Amazon Sales Up 40% in 2010

2 Responses to "Kindle Books Now Outselling Paperbacks at Amazon"

  1. admin says:

    Curabitur quis orci non dolor fermentum tincidunt.

  2. admin says:

    Mauris quis massa ante, at semper nunc.

Leave a Reply

Submit Comment
© 2014 ChannelPro. All rights reserved. XHTML / CSS Valid.
Proudly designed by Theme Junkie.
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol