Dosya 48

AĞILBAŞI, MERKEZE UZAK AMA SOSYALİZME YAKIN Ağılbaşı Malatya’nın merkezine 80 km uzaklıkta dağlar arasına gizlenmiş bir belde. Son yıllarda büyük göç veren Darende ilçesine bağlı beldede 3.500 yurttaş yaşamakta. Ağılbaşı’nda seçmen genellikle sol partilere sempati beslemekte. Bunda tabii ki Ağılbaşı nüfusunun Kürt Alevilerinden oluşması önemli rol oynuyor. Ancak Ağılbaşı’nın kimlik değil, sınıf siyasetinden yana tavır almasında, devrimcilerin buralarda 70’lerden bu yana faaliyette bulunmasının büyük payı bulunuyor. Ağılbaşı’nın Belediye Başkanlığını, bir dönem aradan sonra başka bir başkan adayı, Cengizhan Kılıç’la tekrar alan ÖDP’liler, yeni başkanla uyumlu bir şekilde çalışarak, amaçladıkları alternatif belediyecelik anlayışını hayata geçirecekleri konusunda daha bir ümitli olduklarını söyledi. ÖDP Malatya İl Başkanı Hasan Kaya ve Ağılbaşı’nın emektar devrimcisi Şeho Karakoç rehberliğinde, Ağılbaşı’nı gezdik, sizin için yöneticileri ve halkı dinledik... »Adaylık süreciniz nasıl geçti? Adaylık için aslında çok niyetimiz yoktu. Belediye başkanlığı için beldede sürekli aynı kişilerin olmasından dolayı biz de bu işleri yapabiliriz dedik, öyle girdik. »Neden ÖDP? Aslında bizim beldede CHP ve ÖDP yıllardır var. Son 3 dönemde, bir dönem CHP, bir dönem ÖDP başkan seçildi. Ağılbaşı halkı ÖDP’ye alışık, ÖDP ve CHP arasında çok fark gözetmez. Siyasi olarak CHP’nin de solda yer aldığını düşünür. ÖDP de zaten solda olduğu için o anlamda bir fark gözetmez. Sağ partiye ise oy çıkmaz buradan. »Projeleriniz nelerdir? Çok proje var ama projenin yapılması da çok ayrı bir iş. En öncelikli projemiz içme suyu. Halkın esas problemi bu… Belde halkının geçim derdi sıkıntısı yok ama su ve ulaşım derdi var. ‘İŞLER İMECE USULÜ ÇÖZÜLÜYOR’ »ÖDP’nin alternatif bir belediyecilik anlayışı var. Fatsa örneği bunun yansıması. Bu yönde nasıl bir çalışmanız var? Bu beldede işler imece usulü ve halkın katılımıyla yapılır. Ağılbaşı halkı buna yabancı değil. Birisinin tarlasında buğday biçilmiş birisinin tarlası yarımsa diğer grup gider ötekinin tarlasını biçer. Ağılbaşı’na karo taşı döşenecekse 10 kişiyi görevlendirdiğiniz zaman yedisi gelir. »Halkı yönetime katmak için bir projeniz var mı? Onu uyguluyoruz zaten. İşleri halktan onay alarak yapıyorum. Halktan onay alarak sulama amaçlı 7 bin dönümlük toprak hafriyatı yaptırdım. »ÖDP, düzene aykırı bir parti, yukardan baskıya maruz kalıyor musunuz? ÖDP bize göre aykırı bir parti değil. Türkiye’deki mevcut yapıya göre aykırı olabilir de Ağılbaşı’na değil. Yukarıdan şu ana kadar, “ÖDP’den başka parti bulamadın mı” diye soran olmadı. Espiri olarak da Ağılbaşı, Türkiye’nin nazar boncuğudur dediklerini biliyorum. »Belediyenin sorunları neler? 480 bine yakın TEDAŞ borcumuz var. Bir de emekli olmuş işçilerin özlük hakları var. Bunların faizleri birikmiş durumda, özel kişilere borcumuz yok. »AB fonlarından yararlanmak için projeniz var mı? AB fonlarından yararlanmamız şu an mümkün değil. Fonlardan yararlanmak için proje üretmek lazım. Şu an Türkiye’de proje üretmek paraya bağlı bir olay. Bir mühendis grubuna gidiyorsunuz, ‘bana şöyle bir proje hazırlayın’ diyorsunuz. Proje bedeli diyelim 800 bin lira adam yüzde 3’ünü peşin istiyor. 2.400 lira. Bu parayı vermezsen projeni üretmiyor, AB’ye sunamıyorsun. Bu partide muhakkak ki okumuş eğitimli insanlar var, benim isteğim proje üretmesidir. Türkiye’deki belediyelerin gelişememesinin nedeni proje üretmemesidir. Proje üretecek eleman yok. Eğer proje üretebilsek, o proje parasını kendi içinde finanse edebilse en az 10 proje AB’den geçer. ‘BİZE BEYİN GÜCÜ VERİN’ Teknik eleman sorunumuz çok. Partiden bize şunu ver, bunu vermesinden öte ‘şu konularda eksiksiniz size şu teknik heyeti sunuyoruz” demesini bekliyoruz. Heyet gelecek bölgeyi inceleyecek, nasıl bir proje isteyeceğimizi anlatacak, o projeyi hazırlayıp takipçisi olacak. »Beldenin sağlık ocağı, okulu da kapanmış... Ağılbaşı’nda 85’li yıllarda yaklaşık 700 öğrenci vardı. Dolayısıyla iyi bir eğitim vardı. Sonradan şehir özendirildi. Köyleri boşaltmak gibi bir politika da vardı bir ara. Köylü buradan kaldırdığı ürünü götürür, Malatya’da çocukları okutma amaçlı harcardı. Dolayısıyla her 5 yaşına, 7 yaşına gelen çocuk otomatik olarak şehre gitmiş oldu. Burada köyün boşalmasının nedeni olarak, devlette Ağılbaşı okulunu kapatalım diye bir düşünce olduğunu sanmıyorum. Ağılbaşı halkı kendi doğrultusunda gitti. Çocuklarının daha iyi eğitileceğini düşündü. Şimdi ise pişman, çünkü şehirde çocukların önünde bir sürü tuzak var. Burada kendi öğretmenimizi kendimiz finanse etsek, özel okul kursak müthiş olur. »Sağlık ocağı neden kapandı? Devlet sağlık ocağı konusunda doktor da verdi, hemşire de verdi. Hatta partimizin getirdiği çok büyük bir sağlık ekipmanı da vardı. Büyük hastanelerde olmayan aletler hâlâ bir köşede duruyor. İnsanlarımız gidip gelen ebeye vizite yapmadıkları için doktor durmaz oldu. Sağlık ocağı yıllardır faal değil. Sağlık ocağının da okulun da kapanmasının nedeni Ağılbaşı halkının kendisi. »Beldeye cemevi yapmak istiyormuşsunuz... Beldeye, Kültür Bakanlığı’yla ortak bir projeye girişerek cemevi yapma düşüncem var. Alevi derneklerinden yardım bekliyoruz. Üniversitede biliminsanlarının ciddi bir araştırma yapması gerekiyor. ‘Bu köy Alevi’ diyoruz, cemevine ihtiyaç bile duyulmuyor. ‘Parayı bulanlar devrimcilikten vazgeçiyor’ ÖDP’nin hiçbir etkinliğini kaçırmayan ve Evren yargılanana kadar siyah şalvar, siyah sekiz köşe kasket giyeceğini söyleyen Şeho Karakoç’la Ağılbaşı’ndaki kabile yapısından, Devrimci Gençlik’ten, Battal Mehmetoğlu’nun cenazesiyle devrimcilerin içine girmesine ve Devrimci Yol’un tren soygununa uzanan ilginç bir sohbet gerçekleştirdik. »Nasıl oluşmuş bu köy, nereden göç etmişler? Yavuz ile Şah arasında olan savaş sonrası sürülen halklar tarafından oluşturulmuş. Bunların nereden göç ettiğini kestiremem. Daha sonra ise her dönemde göçenler oldu. »Beldede aşiret yapısı gibi bir şey varmış. Ondan biraz bahseder misin? Bizim köy aşiret değildir. Bizim köy dört kabileden oluşur. O kabileciliktir. Burada Genevler, Karacalar, Karakoçlar, Kaplanlar ve Bektaşiler var. Yani burada herkesin kabilesi vardır. Geçmişte gelmişlerden oluşmuş. »Oy filan verilirken kabilenin başı dinlenir mi? Kabilenin başı, yaşlı veya zenginlerden seçilir. Şimdi para konuşur derler ya, burda böyle bir şey de vardır. Ne kadar bilinçli olursan ol... Ne kadar demokrat olursan ol, para varsa konuşur. »Beldende ÖDP’li bir belediye başkanı seçildi, ne bekliyor halk ondan? Kıraç topraklarımızı belediye başkanı ekilebilecek düzeye getirirse ömür billâh düşmez. Devrimci gençler de buralara gelip çalışmalı. Belediye başkanın dediği gibi, parti buralara gelip bir şeyler yapmalı. »ÖDP'nin yıllardır içindesiniz, öyle değil mi? 69'un Aralık 14’ünden beri bunların içindeyim. »Bildiğim kadarıyla ÖDP’nin hemen hemen her faaliyetine dahil oluyorsun? Her mitingine, her kurultayına, her şeyine katılırım. ÖDP’nin Devrimci Yol’un devamı olmasını, siyasi anlayışını beğeniyorum. Ama sadece Devrimci Yolcu olmak değil mesele burada. Dev-Genç ilk kurulduğunda ben bunların içindeydim. Dışında değilim. »Devrimci gençlere nasıl katıldın? Devrimci gençlerin ikinci şehidi, Battal’ın İTÜ’de vurulmasının ardından cenazesi için Mahir Çayan, Hüseyin Cevahir, Deniz Gezmiş, İlker, Kadir, devrimci gençlerin hepsi Malatya’ya, buraya geldi. Battal benim akrabam olduğundan, o gün cenazenin bırakıldığı yerin önünde nöbetçiydim. Nöbet sırasında iki polis, valinin emri diye bir kağıt verdi. Ben de kâğıdı okusunlar diye gençlere verdim. Genç kâğıdı aldı, arkasına yazı yazdı polise verdi. Kağıtta “Battal’ı gece defnedin. Gündüz defnederseniz olay çıkar” yazıyormuş, o da “Gece Batal’ı defnedersek önce valiyi defnederiz” diye yazmış. Sabah Battal’ı defnettik. Cenazeden sonra da Dev-Genç’in içine girdim. »Devrimci gençler daha sonra da geldiler mi? 12 Eylül’de buraya Mahmut Memduh geldi. Mahmut çok yakın bir arkadaşım. Cahit Akçam geldi sonra. Taner Akçam’la da 4 ay beraber hapis yattık. »Neden yattın? Yataklıktan, bunlara yardım etmekten. Tren soygununda benim bir ilgim yoktu. Devlet üstüme yalan attı. Benim tren soygunuyla ilgim yok. »Sence neden devrimciler bu kadar geri düştü? Geçende arkadaşım Mahmut Memduh buradaydı. Ona, “11 Eylül’de bir sürü şeyi yürütüyorduk, 12 Eylül’den sonra tek tük kaldık, demek ki halka bir şey verememişiz” dedim. Birçok insan devrimcilikten vazgeçti patron oldu. Parayı bulanlar devrimcilikten vazgeçiyor. Ama para bir yere kadar… ‘Sulama sorunumuz var’ Lütfi Karaca (Çiftçi) »Yıllardır burada seçimlerde canım ciğerim siyaseti yütürülüyordu. Seçilenler seçildikten sonra halkı unutuyorlardı. Resmi kuruluşlar teker teker gitti. Okulumuz, PTT’miz, tarım kredi kooperatifimiz kapandı. ‘ÖDP değişimden yana bir parti ne de olsa’ dedik, ÖDP’yi destekledik. Tabii ÖDP’yi desteklememde eski Devrimci Yol’dan arkadaşlarımın olması da önemli rol oynadı. Şu an belediyenin çalışmalarından memnunum. Başkan gelir gelmez yolumuzu yaptı. Ama sulama suyumuz yetersiz geliyor. Saka bir alttan gidiyor bir üstten gidiyor düzensiz bir sulama görülüyor. ‘Belde Malatya’ya dağıldı’ »Ağılbaşı sert doğal koşullarla mücadele eden bir belde. Çok çalışkan bir halk var aslında. Eğitimde en yüksek beldelerden birisidir. Halkı sola açık, soldan bir belediyecilik anlayışı hizmet beklerken yıllarca sağ bir belediyecilik anlayışıyla çalışan bir belediye tarafından yönetildi. Her şey başkandan bekleniyordu, dolayısıyla beldeye yapılacaklar başkanın yetenekleriyle sınırlı kaldı. Belde orada tutunamaz oldu. Dolayısıyla da Malatya’ya dağıldı. Akçadağ Belediyesi’ne, Yazıhan’a, Malatya merkez civarına göç etti. Belli dönemlerde beldeye geliyorlar. Buna bir müdahale gerekiyordu. Bu müdahalenin ÖDP’den gelmesi bir şanstı. Şu anda acil fiziki beklentiler var, özellikle sulama konusunda. Üretim sadece kayısıya dayalı, dolayısıyla su istiyor. Teknik hizmet alınarak, sondaj yapılması lazım. Gençler siyasete pek ilgi duymuyor »Belediye başkanının çalışmalarından memnun musunuz? Diğer belediye başkanlarına göre iyi. Voleybol ve basketbol sahaları yaptırdı. Diğer belediye başkanları söylediğimiz halde yapmamıştı. »Belediye başkanının partisi hakkında ne düşünüyorsunuz? Sosyalist bir parti. »Devrimcilik nedir biliyor musunuz? Halkın yanında olmak, halka yardım etmek. »Peki buralara devrimci gençlik önderlerinin 70’lerde, 80’lerde yolları düşmüş, biliyor musunuz onları? Belgesellerden biliyoruz da, pek bilgi sahibi değiliz. Biliyoruz da ilgilenmiyoruz. »Neden ilgilenmiyorsunuz? İlgimizi çekmiyor. »Peki ÖDP’lilerin size bunları anlatmasını, sizlerle voleybol oynamasını ister misiniz? Evet, isteriz. Güzel olur.