ChannelPro » Kindle Books Now Outselling Paperbacks at Amazon

Kindle Books Now Outselling Paperbacks at Amazon

ToplumDüşmanı

Dosya 41

KÜRDİSTAN SOSYALİST PARTİSİ KURUCU GENEL BAŞKANI KEMAL BURKAY Eşitlik temelinde bir ‘federal birlik’ sorunu temelden çözer ”Hükümet, çözüm konusunda gerekli köklü, kararlı adımları atmayı düşünmüyor bile. Medyaya yansıyan çözüm formülleri ve hükümet yetkililerinin açıklamaları ise düşünülen adımların palyatif olduğunu gösteriyor: 20 milyon Kürt’e, koca bir halka-ulusa uygun görülecek haklar bunlar mı? Adeta, ‘alın işte bununla idare edin!’ deniyor… Kürtler dilenci mi?”... İsveç'te yaşayan Kürt aydın ve politikacı Kemal Burkay, Kürt açılımı tartışmalarını değerlendirdi. Burkay, Kürt sorununun öteden beri “federasyon” ile çözüleceğini savunduklarını belirterek şimdi de bu görüşlerinin sürdüğünü söyledi. »Kürt sorunu ve çözüm önerileri konusunda ne demiştiniz? Bugün gelinen noktada sizce durum nedir? Biz Kürdistan Sosyalist Partisi (PSK) olarak başından beri sorunun çözümüne, ulusların kendi geleceklerini belirleme hakkı çerçevesinde baktık. Kendi geleceği hakkında başkaları değil, Kürt halkının kendisi karar vermeliydi. Ve yine bize göre sorunun çözümü iki şekilde mümkündü: Ya Kürt halkı ayrılıp kendi bağımsız devletini kurardı. Ya da bulunduğu parçalarda, yan yana yaşadığı halklarla, eşitlik temelinde bir federasyon oluştururdu. Biz, hem sosyalist dünya görüşümüzün bir gereği olarak, hem de bölge ve dünya koşullarını göz önüne alarak, Türkiye bakımından bir Türk-Kürt federasyonunun en gerçekçi çözüm olacağı kanısında idik. Bu görüşümüz bugün de hâlâ sürüyor. Bize göre eşitlik temelinde bir federal birlik sorunu temelinden çözer. Haklarına kavuşan Kürtler için herhangi bir sorun kalmaz. Böylesi bir çözüm her iki halka da barış getirir ve ülkemizi bir bütün olarak demokrasi ve gelişme yoluna sokar. DİĞER PARÇALARDA SİSTEM İŞLİYOR Yine biz başından beri, Kürt sorununun çözümünün her parçada, o parçanın özelliklerine göre bir gelişme seyri izleyeceğini ve yine o parçaya özgü örgütlerin mücadeleye öncülük edeceğini söyledik. Gelinen nokta kanımca bize hak veriyor. Federal çözüm bugün Irak sınırları içindeki Güney Kürdistan’da hayata geçiyor. İran sınırları içindeki Doğu Kürdistan örgütleri de bu parça için federal çözüm istiyorlar. Türkiye için de bizce, hâlâ bazıları, yılların yarattığı koşullanmışlıkla anlamak istemese, ürkse ve tepki gösterse bile, en gerçekçi çözüm budur. »Türk devletinin Kürt sorununun çözümü konusunda temel bir siyaset ve strateji değişikliğine gittiği söylenebilir mi? Böyle bir değişim varsa, bu yönelim sorunun çözümü konusunda ne ifade eder? Türkiye’de yıllar yılı Kürtleri yok sayan ve her türlü yönteme başvurarak yok etmeye çalışan yönetim, Kürtlerin varlığını ve Kürt sorununu, çok ağır bedeller pahasına da olsa, sonuçta kabul etti. Sorunun çözümü için de adımlar atılması gerektiğinin, eski politikanının artık sürdürülme şansı olmadığının farkında. Bu elbette küçümsenmeyecek bir değişimi ifade ediyor. Ama çözümün nasıl olması, ne yapılması gerektiği konusunda henüz net bir görüşe ve tutuma sahip değiller. Örneğin son dönemde AKP’nin durumu bu. Hükümet, çözüm konusunda gerekli köklü, kararlı adımları atmayı düşünmüyor bile. Medyaya yansıyan çözüm formülleri ve hükümet yetkililerinin açıklamaları ise düşünülen adımların palyatif olduğunu gösteriyor: Kürt köylerinin adlarının geri verilmesi, bazı üniversitelerde Kürt dili kürsüleri açılması, özel radyo ve televizyonların da Kürtçe yayın yapabilmesi, belki koruculuğun kaldırılması gibi… OLUMLU ADIMLARA DESTEK VERİRİZ Bunlar da olabilir elbet. Biz hükümetin, TRT-Şeş olayında olduğu gibi atacağı her olumlu adıma destek veririz. Ama gerçekçi olalım, Kürt sorununun boyutları karşısında bunlar nedir? Kıbrıs’ta, 150 bin Türk için federasyon bile az bulunup, istenince her an ayrı bir devlete dönüşebilecek gevşek bir konfederal çözüm istenirken Türkiye’nin mevcut sınırları içindeki 20 milyon Kürt’e, koca bir halka-ulusa uygun görülecek haklar bunlar mı? Adeta, ”alın işte bununla idare edin!” deniyor… Kürtler dilenci mi? Kaldı ki bu kadarına bile devlet kurumlarının bir bölümü, özellikle askeri ve sivil bürokrasi sert biçimde direniyor. Muhalefet partileri de (bugün MHP ve CHP örneğinde görüldüğü gibi) çözüm karşıtı, militarist ve şoven politikalarda ısrar ediyorlar. Bu nedenle son on yılda, Kürt sorununu ya da ”realitesini” kabul eden yetkililer adım atmaya gelince hep durakladı. Hain olarak suçlanmaktan, koşullanmış komuoyunun tepkilerinden korktular. Bir başka deyişle sistemin sahiplerinin yıllar yılı yarattıkları şoven, militarist vatan-millet anlayışı şimdi kendi ayaklarında bir prangaya dönüşmüş bulunuyor. »Öcalan'ı kapsamayan bir genel af, PKK bakımından sorun olmaz mı? Sanmıyorum. PKK da, hatta Öcalan’ın kendisi de bu konuda ısrarcı görünmüyorlar. Öcalan’ın serbest bırakılması daha sonraki bir aşamada, kamuoyu yeni duruma, barışçı ortama alışıp Öcalan konusunda yumuşayınca olabilir. Ama ben olsam Öcalan’ı da kapsayacak bir genel af çıkarırdım. Öcalan tam da devletin gönlüne göre konuşuyor. Eğer İmralı’dan örgütünü yönetiyorsa, devlet buna onay verdiği, hatta istediği için yapıyor. O uzlaşma konusunda herkesten, DTP’den bile yumuşak! Devlet de, medya da bunun farkında… İmralı’dan yöneteceğine, çıkıp açıkça, meydanlarda, legal planda örgütünü yönetsin. »Bu iş için kim muhatap alınmalı? Öcalan mı, Kandil’deki PKKliler mi, DTP mi, yoksa başkaları mı? Kimileri, savaşan taraf PKK olduğuna göre, diyalog ve barış sürecinin de onun üzerinden yürütülmesi doğal diyorlar. Kimine göre ise Kürtlerin parlamentodaki temsilcisi olan DTP. DTP ise işin garibi, kendisinden önce Öcalan’ı adres gösteriyor... Ne var ki hükümet ”çözüm paketi” dediği şeyi hazırlarken Öcalan ve PKK bir yana, DTP’yi bile muhatap almayacağını söylüyor. Muhalefet ve askeri bürokrasi ise zaten çözüme karşı, her türden diyaloga da karşı. TÜRKİYE TEK TARAFLI ADIM ATMALI Kürt sorunu ulusal bir sorundur. Bu tür sorunların çözümü iki türlü olur: Sorunu çözebilecek olan güç -bu olayda Türk devleti- ya tek taraflı adım atar, ezilen halkın ve ulusun tüm temel haklarını tanır; böylece sorun çözülmüş olur. Ya da ezilen halkı-ulusu temsil yeteneği olan bir güçle diyalog ve görüşmeler sonucu bir uzlaşmaya varır, yine onların hakları tanınır ve sorun çözülmüş olur. Ekim devriminden sonra Sovyetler Birliği’nde sorun birinci şekilde çözülmüştü. Lenin’in önderliğindeki Bolşevik Partisi, ülkeyi federal bir birlik haline getirdi, ulus niteliği taşıyan belli başlı halklar için birer federe cumhuriyet oluşturdu, daha küçük gruplara da otonomi tanıdı. Türkiye de eğer Kürt sorununun boyutlarına uygun, gerçekçi bir çözüm istiyorsa böyle yapabilir, tek taraflı adım atabilir. Bunun için ille karşısında bir muhatap olması da zorunlu değildir. İkincisine örnek Güney Afrika’daki çözümdür. Muhatap Güney Afrika Ulusal Kongresi idi. Tüm dünya da onu tanıyordu. Hareketin lideri Mandela hapisten çıkarıldı, kendisiyle görüşülerek sorun çözüldü, ülke demokrasiye yöneldi. Kürt sorununda ise durum oldukça karmaşık. Türk Devleti yıllar boyu Kürt muhatapları, örgütleri, liderleri yok etmekle uğraştı. Kimini öldürdü, kimini sürgün yollarına düşürdü. Şu anda muhatap kim? Hükümetle Kürt halkı ve onun gerçek temsilcileri mi? Yoksa borusu öten ordu ve PKK mı? Eğer ordu ve PKK ise, buyursun anlaşsınlar ve bu sorunu nasıl çözüyorlarsa çözsünler. Ama ordu çözüm istemiyor, PKK’nın ise durumu ortada. Lideri tutsak, Kürt halkının tüm temel istemlerinden vazgeçmiş. Örgütü de onu izliyor. Bu durumda Kürt halkını nasıl temsil edebilir? ÖNCE DEMOKRATİK ORTAM SAĞLANMALI Öcalan ve PKK ile varılacak bir çözüm bizce Kürt sorununun çözümü olmaz. Kimse bize böyle bir şey söylemesin. Ama bununla PKK sorunu çözülebilir, dağdakiler silah bırakıp inebilir, çatışmalar durabilir, hatta Öcalan bir süre sonra hapisten çıkabilir. Buna hiçbir itirazımız yok. Bunlar son derece iyi de olur. Ama Kürt sorunu da öte yanda durur. PKK olmadan önce nasıl duruyorduysa… Bana kalırsa bu sorunu yaratan Türk devletidir ve tek yanlı, cesur, kökten adımlarla da sorunu çözebilir. Şu anda bu adımı atamıyorsa, hiç değilse silahların karşılıklı susması, PKK’nın dağdan inmesi, yani şiddetin durması ve siyasetin yolunun açılması için gerekli adımlar atılmalı. Böylesi barışçı, demokratik bir ortamda Kürt hareketi kendi gerçek temsilcilerini kısa zamanda yaratır ve istemlerini öne sürer. »ABD ve AB'nin yaklaşım ve stratejilerini değerlendirmeden yapılacak öneriler konusunda ne söylenebilir? ABD’nin ve NATO’nun Türkiye’deki demokrasi sürecine ve Kürt sorununa yönelik eğilimleri, şimdi soğuk savaş öncesinden oldukça farklı. Soğuk savaş döneminde ABD ve NATO Kürt hareketine kuşkulu yaklaşıyor ve rejimin baskıcı politikalarına, askeri darbelere destek veriyordu. Şimdi farklı. ABD de AB de Kürt sorununun çözümünü istiyor. Onların istediği elbet Türkiye’nin parçalanması değil. Kürtlerin sahip olacağı hakların düzeyi de onlar için dert değil. Ama Türkiye’de barışçı ve demokratik bir ortam istiyorlar ve bu onların işine geliyor. Kürt sorunu çözülmeden böyle bir ortamın oluşmayacağının da farkındalar. »Irak'ta merkezi hükümet ve Kürt Bölge Yönetimi arasında yaşanan gerilim dikkate alındığında, süreç Ortadoğu boyutunda nasıl bir etki yapabilir? Eğer söz konusu sorunlar çözülmezse yaşanabilecek gerilim, başta Irak’ın komşuları olmak üzere tüm Ortadoğu ülkelerini olumsuz yönde etkiler. Kerkük sorunu bunların başında geliyor. Aslında Irak Anayasası’nın 140. maddesi buna ilişkin çözümü belirliyor: Kerkük’ün geleceği için halkoyuna başvurmak. Kürdistan Bölgesel Yönetimi bunu destekliyor, Arap tarafı ise karşı çıkıyor. Irak’ın komşuları, en başta Türkiye ve İran da Irak Anayasası’nın bu maddesinin işletilmesine karşılar. Bunun mantıki ve hukuki hiçbir yanı yok. ABD ise kimseyi küstürmemek için işi oluruna bırakmış durumda. Bu elbet oldukça riskli bir durum. Çözümü ise Irak halkının kabul ettiği anayasaya sadık olmak ve herkesin buna saygı göstermesi. BARZANİ VE TALABANİ SEÇKİN LİDERLER Bugüne kadar Kürt halkına çok büyük haksızlıklar yapıldı. Şimdi de fedakârlığı kimse onlardan beklememeli. Kürtlerin istediği kendi toprakları üstünde özgür yaşamak ve kendi yeraltı kaynaklarından yararlanmak. »Barzani, Talabani Kürt sorununun ve çözümün neresinde duruyor? Son seçimlerin önemi ne? Mesud Barzani de Celal Talabani de uzun yılların zorlu mücadeleleri içinde yetişmiş, kendilerini kanıtlamış iki seçkin kişilik ve lider. Onların hem Güney Kürdistan’daki ve Irak’taki rolleri önemli, hem de komşu ülkelerdeki Kürt sorununun çözümüne ilişkin olumlu katkıları olabilir. İkisi de Türkiye’de Kürt sorununun barışçı yoldan çözümünden yanalar. Şu anda, PKK sorununun da böylesine, diyalog yoluyla çözümü için çaba gösteriyorlar. Bu Kürdistan Federe Bölgesi’nin de çıkarına. Son seçimler ise Kürdistan Federe Bölgesi’nde demokratik hayatın yerleşmesi, kurumlaşması yönünde yeni ve önemli bir adım oldu. Barzani yüzde 70 gibi önemli bir oyla yeniden başkan seçildi ve bölge halkının güvenine sahip olduğunu kanıtladı. Seçimler demokratik biçimde yapıldı, herhangi bir kargaşa yaşanmadı. Ayrıca parlamentoya Goran listesinin temsil ettiği etkin bir muhalefet ve yine İslamcı parti ile sosyalistlerin ittifakı yansıdı. Hıristiyanlara ve Türkmenlere ise kontenjan tanındı. Bu Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nin komşuları için de örnek olabilecek bir durum… KEMAL BURKUY KİMDİR 1937 yılında Tunceli’nin Mazgirt ilçesinin Kızılkale köyünde doğdu. Öğretmenlik, kaymakamlık ve avukatlık yaptı. Burkay, 1965 yılında Türkiye İşçi Partisi’ne üye oldu. Partinin Elazığ, Tunceli, Bingöl ve Erzincan illerinde örgütlenmesinde rol aldı. 1968 yılında TİP Genel Yönetim Kurulu’na, bir yıl sonra ise Merkez Yürütme Kurulu’na seçildi. 1969 yılında TİP’in Tunceli milletvekili adayı oldu. 12 Mart döneminde 1972 yılında yurt dışına çıktı. 1974 yılında çıkan af yasasının ardından ülkeye döndü. Aynı yılın sonunda bir grup arkadaşıyla birlikte illegal Türkiye Kürdistanı Sosyalist Partisi’ni (PSK) kurdu ve genel sekreterliğe seçildi. Burkay ve arkadaşları 1975 yılında Özgürlük Yolu dergisini, 1977 yılında ise, 15 günlük Roja Welat gazetesini çıkardılar. Mart 1980’de yurtdışına çıktı. İsveç’ten politik iltica alan Burkay, çalışmalarını yurtdışında sürdürüyor. ”Kürt sorunu ulusal bir sorundur. Bu tür sorunların çözümü iki türlü olur: Sorunu çözebilecek olan güç -bu olayda Türk devleti- ya tek taraflı adım atar, ezilen halkın ve ulusun tüm temel haklarını tanır; böylece sorun çözülmüş olur. Ya da ezilen halkı-ulusu temsil yeteneği olan bir güçle diyalog ve görüşmeler sonucu bir uzlaşmaya varır, yine onların hakları tanınır ve sorun çözülmüş olur.”

Lorem ipsum dolor sit amet, consectetur adipiscing elit. Ut facilisis interdum lacus, nec scelerisque magna vehicula et. Pellentesque nec eros mi. Sed ultricies tellus vel odio pellentesque non congue enim auctor. Fusce fermentum, magna non commodo fringilla, purus metus ultrices purus, ut laoreet est neque eu leo. Praesent suscipit diam nec quam luctus sit amet varius leo fermentum. Proin quis dolor nec diam aliquet bibendum et ac felis. Nunc ut ante vulputate mauris vehicula molestie. Praesent malesuada ipsum ac felis iaculis accumsan. Aenean dui sem, facilisis ut fermentum et, dignissim vitae odio. Donec pretium nisl sit amet nulla pharetra vulputate. In pellentesque bibendum consequat. Nullam eros diam, suscipit non rutrum vel, mollis sed augue. Nulla facilisi. Morbi facilisis, nisi at sodales facilisis, purus arcu luctus risus, ut lacinia metus lorem et metus. Cras tempus semper ante. Cras tincidunt euismod venenatis. Aliquam erat volutpat. Suspendisse tempor congue neque a aliquam.

Curabitur at est vel odio aliquam fermentum in vel tortor. Aliquam eget laoreet metus. Quisque auctor dolor fermentum nisi imperdiet vel placerat purus convallis. Fusce et risus eu justo euismod pellentesque. Suspendisse id viverra est. Aenean feugiat tincidunt urna et tristique. Etiam nunc nulla, elementum id dapibus vel, congue vitae purus. Pellentesque blandit enim eu tellus rhoncus id congue velit cursus. Phasellus interdum interdum ipsum, vel pharetra purus congue sed. Cras convallis elementum elementum.

Praesent dolor turpis, sodales mattis facilisis sit amet, commodo eu diam. Curabitur in neque felis, sed eleifend tellus. Nulla facilisi. Suspendisse vel suscipit eros. Vestibulum euismod turpis vel nunc sodales at vestibulum lectus dignissim. Donec quis magna lacus. Donec ultricies scelerisque purus, eu faucibus lorem tempor id. Cras egestas magna id nunc ullamcorper facilisis. In at est id felis lacinia aliquet. In hac habitasse platea dictumst. Donec molestie, eros ac venenatis posuere, erat dolor varius ligula, tempus interdum nisi dui ut sem. Suspendisse a euismod ligula. Fusce vitae erat orci, quis interdum turpis.

Curabitur quis orci non dolor fermentum tincidunt. Mauris quis massa ante, at semper nunc. Mauris in purus id ante gravida fermentum. Etiam hendrerit risus sit amet purus lacinia sollicitudin. Suspendisse mauris sapien, mattis eget accumsan et, suscipit in diam. Vestibulum nec diam et lectus euismod tempor. Quisque gravida luctus orci. Donec ornare, tellus et faucibus eleifend, felis eros fermentum ligula, in dapibus elit tellus a odio. Vivamus in iaculis justo. Cras convallis, sem id luctus fermentum, lacus lectus scelerisque lacus, id rhoncus est purus id ante.

Lorem ipsum dolor sit amet, consectetur adipiscing elit. Ut facilisis interdum lacus, nec scelerisque magna vehicula et. Pellentesque nec eros mi. Sed ultricies tellus vel odio pellentesque non congue enim auctor. Fusce fermentum, magna non commodo fringilla, purus metus ultrices purus, ut laoreet est neque eu leo. Praesent suscipit diam nec quam luctus sit amet varius leo fermentum. Proin quis dolor nec diam aliquet bibendum et ac felis. Nunc ut ante vulputate mauris vehicula molestie. Praesent malesuada ipsum ac felis iaculis accumsan. Aenean dui sem, facilisis ut fermentum et, dignissim vitae odio. Donec pretium nisl sit amet nulla pharetra vulputate. In pellentesque bibendum consequat. Nullam eros diam, suscipit non rutrum vel, mollis sed augue. Nulla facilisi. Morbi facilisis, nisi at sodales facilisis, purus arcu luctus risus, ut lacinia metus lorem et metus. Cras tempus semper ante. Cras tincidunt euismod venenatis. Aliquam erat volutpat. Suspendisse tempor congue neque a aliquam.

Curabitur at est vel odio aliquam fermentum in vel tortor. Aliquam eget laoreet metus. Quisque auctor dolor fermentum nisi imperdiet vel placerat purus convallis. Fusce et risus eu justo euismod pellentesque. Suspendisse id viverra est. Aenean feugiat tincidunt urna et tristique. Etiam nunc nulla, elementum id dapibus vel, congue vitae purus. Pellentesque blandit enim eu tellus rhoncus id congue velit cursus. Phasellus interdum interdum ipsum, vel pharetra purus congue sed. Cras convallis elementum elementum.

Praesent dolor turpis, sodales mattis facilisis sit amet, commodo eu diam. Curabitur in neque felis, sed eleifend tellus. Nulla facilisi. Suspendisse vel suscipit eros. Vestibulum euismod turpis vel nunc sodales at vestibulum lectus dignissim. Donec quis magna lacus. Donec ultricies scelerisque purus, eu faucibus lorem tempor id. Cras egestas magna id nunc ullamcorper facilisis. In at est id felis lacinia aliquet. In hac habitasse platea dictumst. Donec molestie, eros ac venenatis posuere, erat dolor varius ligula, tempus interdum nisi dui ut sem. Suspendisse a euismod ligula. Fusce vitae erat orci, quis interdum turpis.

Filed in: Media Tags: ,

You might like:

Amazon Sales Up 40% in 2010 Amazon Sales Up 40% in 2010

2 Responses to "Kindle Books Now Outselling Paperbacks at Amazon"

  1. admin says:

    Curabitur quis orci non dolor fermentum tincidunt.

  2. admin says:

    Mauris quis massa ante, at semper nunc.

Leave a Reply

Submit Comment
© 2014 ChannelPro. All rights reserved. XHTML / CSS Valid.
Proudly designed by Theme Junkie.
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol