ChannelPro » Kindle Books Now Outselling Paperbacks at Amazon

Kindle Books Now Outselling Paperbacks at Amazon

ToplumDüşmanı

Dosya 28

KADINLAR KOĞUŞUNDAN KURTULANLAR ANLATIYOR: ASKERLER ‘10 ERKEĞİ GEBERTTİK SIRA SİZDE’ DİYE BAĞIRIYORDU Hapishanede yaşadıklarını acıyla anlatan Birsen Kars, “Koğuşa sinir gazı attılar. Ortalık bir anda kapkaranlık olmuştu. Bir fırındaydık sanki. Yüzüm ve ellerim eriyordu. Derim soyulmuş, parmaklarımdan aşağıya sarkıyordu. ‘Ölüyorum’ dedim kendi kendime” diyor ‘Hayata Dönüş Operasyonu’nun hemen akabinde yaralılar hastaneye kaldırılırken, İstanbul Haseki Hastanesi bahçesine yanaşan bir ambulanstaki bir kare, ekrana en çok gelen görüntülerden biriydi. Battaniye sarılmış başı yanmış bir kadının görüntüleri vardı karşımızda. Ve o kadının ambulans kapısı açılır açılmaz ağzından çıkan ilk cümle şöyleydi: “Bizi diri diri yaktılar. 6 kadını diri diri yaktılar.” O kadın tutuklu Birsen Kars’tı. 1992’de İstanbul Üniversitesi Endüstri Mühendisliği öğrencisiyken bir eylem sırasında gözaltına alınmış, “Örgüte üye olmak ve eylemlerine katılmak” iddiasıyla tutuklanmıştı Birsen Kars. 19 Aralık’ı yaşadı, yaralı kurtuldu. Yaklaşık 10 kez ameliyat oldu yüzündeki yaralar nedeniyle. Şimdi 38 yaşında olan Birsen Kars, yaşadıklarını şöyle anlattı: “19 Aralık 2000 günü İstanbul Bayrampaşa Hapishanesi C-1 Kadınlar Koğuşu’ndaydım. Bir arkadaşım ‘operasyon var’ diyordu. Silah sesleri iş makineleri seslerinden doğru düzgün birbirimizi duyamıyorduk bile. Saatime baktım. 04.50’yi gösteriyordu. Hepimiz uyanmış yere atmıştık kendimizi, çatılarda mevzilenmiş özel timlerin koğuşumuzu hedef alıp ateş ettiğini görebiliyordum. Biz koğuşta nereye geçiyorsak orayı delip gaz bombaları atıyorlardı. Çok geçmeden tüm tavana delikler açılmıştı. Çok geçmeden mazgal saçlarını açtılar. Artık aramızda sadece birkaç metre vardı. Ellerinde silahlarla mazgal penceresinden bize küfürler, tehditler savuruyorlardı. Aynı biçimde tavandaki deliklerden de bizi ölümle tehdit ediyorlardı. Atılan gaz bombaları yataklara düştüğünde ufak yangınlar çıkıyordu. ‘KOĞUŞA SİNİR GAZI ATTILAR’ Pencere önündeki arkadaşlarımızdan biri ranza üzerindeki battaniyeyi almak için doğrulduğunda ateşe başladılar. Arkadaşın kolu, atılan bombayla yaralandı. Mazgal deliklerinden, karşı çatıdan ‘Erkeklerden 10 tanesini geberttik, sıra sizde’ diye bizi tehdit etmeyi sürdürüyorlardı. Bu arada daha önce attıkları birkaç çeşit bombadan daha farklı bir bomba attılar. Bu bomba insana ölüyormuş hissi veriyor, bütün vücudumuz parçalanıyormuş gibi oluyor ve bizi istemdışı hareket ettiriyordu. Etkilerine bakılırsa bu sinir gazıydı. Ayakları tekme atan, saçlarını yolan, elleriyle oraya buraya anlamsızca çarpan arkadaşlarımız oldu. Bu gazdan birkaç kez daha attılar. Kimimiz bezleri, havluları gaz bombalarının üstüne atıp etkisini azaltmaya çalıştığımız için korumasız kalmıştı. Saldıran güçlerle burun burunaydık. Aradan saatler geçmişti. Bizi koğuştan çıkarmak gibi bir amaçları olsaydı, daha ilk saatte koğuşa girip çıkarabilirlerdi. Gaz bombaları kurşun bombardımanı küfür ve tehditler arasında bizi öldürmeye niyetliydiler. Saat 11.45 civarıydı. Ben Ölüm Orucu Savaşçısı Yazgülü Güder Öztürk ile yan yanaydım. Kapıyla aramızda çok fazla bir mesafe yoktu. Bir anda aşırı bir sıcaklık hissettim. Yüzüm pencereye dönüktü. Arkaya döndüm. Tavan deliklerinin birinden demir bir kafes biçiminde bir şeyden siyah bir gaz veriliyordu. Derken cızır cızır sesler duydum. Saçlarım parça parça kopuyordu. Yazgül ile ‘yanıyoruz’ dedim. ‘BİR FIRINDAYDIK SANKİ’ Ortalık saniyeler içinde kapkaranlık olmuştu. Yükselen ısıya karşı bir refleks olarak zaten kırılmış olan camların kalan parçalarını koparmaya çalıştım, dışarıdan soğuk hava gelsin diye. Hiçbir şeyin faydası yoktu. Isı giderek yükseliyordu, bir fırındaydık sanki. Yüzüm eriyordu, ellerim eriyordu. Elime baktım, deriler soyulmuş, parmaklarımdan aşağıya sarkıyordu. Elimi yüzüme götürdüm, vıcık vıcıktı. Sırtımda ateş yakılmış gibiydi. Artık hiçbir şeyi göremiyordum. ‘Ölüyorum’ dedim kendi kendime. Sonrasını hatırlamıyorum. 6 ARKADAŞIM O FIRINDA YAKILDI’ Alt katta ismimin seslenişiyle kendime geldim. Arkadaşlarım vücuduma, kafama su döküyorlardı. Etrafımdaki arkadaşların, şaşkın, acılı bakışlarından görüntümün çok kötü olduğunu anlayabiliyordum. İlk anda beni görüp tanıyamayanlar oluyordu. Bir arkadaşımın sesini duydum. ‘Arkadaşlarımızın hepsini kurtaramadık. Yazgül, Şefinur, Nilüfer, Seyhan, Özlem, Gülser içerde kaldı’ diye bağırıyordu. Anladım ki beni de arkadaşlarım o cehennemden kurtarmışlardı. Ama 6 arkadaşım o fırının içinde kalmıştı. Biz koridora açılanan kapının yanındaki mutfaktaydık. Koridor kapısının mazgalı lehimli olduğu için makineyle orayı açıp içeriye gaz bombası atmaya başladılar. Giysilerim sağlamdı ama sırtım yanıyordu. Arkadaşlar kıyafetimi kestiler kazağıma hiçbir şey olmamış ama sırtım olduğu gibi yanmıştı. ‘KURŞUN YETMEDİ, TAŞ ATTILAR’ Çok geçmedi, bu koğuşun mazgalınızı da açtılar ve gaz bombası atmaya başladılar. Tekrar havalandırmaya çıktık. Bizim koğuşumuzun ilk üç penceresinden alevler yükseliyordu artık. Üzerimize tazyikli su sıkmaya başladılar. Altı arkadaşımız oradaydı ama onlar suyu yangına değil bize sıkmaya devam ediyorlardı. Bir yandan da gaz bombası atmayı sürdürüyorlardı. Tazyikli su ellerimizdeki derileri iyice söküyor ve parmak uçlarımızdan sarkan deri parçaları çoğalıyordu. Bunun için birkaç arkadaşım ağır yaralıları bir kez daha koğuşa soktular. Koğuşa girdiğimizi görünce ayaklarımıza kurşun sıktılar. Koğuşta ne kadar kaldık bilemiyorum. Ama atılan gaz bombaları dayanılmaz hale gelince tekrar çıktık. Halen tazyikli su sıkıyor, bomba atıyorlardı. Çatıdan kurşun, bomba atmak yetmemiş olacak ki kafama bir taş attılar ve yanığa ek olarak kafam yarıldı. Sanırım bu ‘güvenlik güçleri’nin nasıl bir ruh hali içinde olduğunu anlamak açısından iyi bir örnektir.” *** Bayrampaşa’da yaşamını yitirenler BAYRAMPAŞA’da hayatını kaybeden 6’sı kadın 6’sı erkek tutuklu ve hükümlülerin isimleri, yaşları ve ölüm nedenleri şöyle: Nilüfer Alcan (37 yaşında): Duman soluması ve karbondioksit zehirlenmesine bağlı asfeksi. Cengiz Çalıkoparan (32 yaşında): Ateşli silah mermi çekirdeği yaralanmasına bağlı, etrafı kemik kırıkları ile müterafik büyük damar delinmesinden gelişen dış kanama. Murat Ördekçi (28 yaşında): Ateşli silah mermi çekirdeği yaralanmasına bağlı Sakrum kırığı ile müterafik büyük damar delinmesinden gelişen iç kanama. Ali Ateş (30 yaşında): Ateşli silah mermi çekirdeği yaralanmasına bağlı iç organ ve büyük damar delinmesinden gelişen iç kanama. Mustafa Yılmaz (32 yaşında): Ateşli silah mermi çekirdeği yaralanmasına bağlı iç organ ve büyük damar delinmesinden gelişen iç kanama. Şefinur Tezgel (29 yaşında): Yanık, duman soluması ve karbonmonoksit zehirlenmesine bağlı asfeksi. Aşur Korkmaz (28 yaşında): Yanık, duman soluması ve karbonmonoksit zehirlenmesine bağlı asfeksi. Yazgülü Güder (22 yaşında): Yanık, duman soluması ve karbonmonoksit zehirlenmesine bağlı asfeksi. Seyhan Doğan (26 yaşında): Yanık, duman soluması ve karbonmonoksit zehirlenmesine bağlı asfeksi. Özlem Ercan (23 yaşında): Yanık, duman soluması ve karbonmonoksit zehirlenmesine bağlı asfeksi. Gülser Tuzcu (38 yaşında): Yanık, duman soluması ve karbonmonoksit zehirlenmesine bağlı asfeksi. Fırat Tavuk (28 yaşında): Ateşli silah mermi çekirdeği yaralanmasına bağlı çok sayıda kot omur kırıkları ile müterafik iç organ delinmesinden gelişen iç kanama. YARIN 6 kadının diri diri yakıldığı Bayrampaşa Hapishanesi’ndeki C-1 Kadınlar Koğuşu’ndan sağ kurtulan Münire Demirel, Nursel Demirdövücü ve Mesude Pehlivan anlatıyor... *** BEHİÇ AŞÇI Aydınların niteliğini olaylara karşı aldıkları tutum belirler 19Aralık’ın öncesinde, Adalet Bakanlığı adına aydın ve sanatçılardan oluşan bir heyet ile devrimci tutuklu ve hükümlüler Bayrampaşa Hapishanesi’nde bir görüşme yapmıştı. Görüşmelere katılan Halkın Hukuk Bürosu avukatlarından Behiç Aşçı, o günleri BirGün için yazdı... Aydın ve sanatçıların niteliğini unvanları değil, olay ve olgular karşısında aldıkları tutum belirler. Bu tespit evrensel ve kesin bir tespittir. “Herkesin aydını, sanatçısı” diye bir kavram yoktur. Her şeyin sınıflar temelinde belirlendiği dünyamızda aydın ve sanatçıların da sınıfları var. Ve sınıfları esas olarak aldıkları tavırlara göre belirleniyor. Ülkemiz aydınları da bu gerçeği yaşamaktalar. 19 Aralık ‘Hayata Dönüş Operasyonu’ aydın ve sanatçıların durdukları yerin turnusolü olarak da önemlidir. • • • İktidar uzun süredir tecrit hapishanelerini açmaya çalışıyordu. Bunun için hazırlıklarının bir kısmını gizlice yürüttü. Büyük bir gizlilikle F Tipi hapishanelerin inşaatına başlandı. İnşaatlar bitme aşamasına gelindiğinde yoğun bir bilgi çarpıtma ile halkın beyni yıkanmaya çalışıldı. Bu süreç MGK’de alınan kararlarla ve bizzat MGK’nin yönetiminde gelişti. MGK, F Tipi hapishanelerin açılışı için yürütülecek kampanyada her araç ve olanağın nasıl ayrıntılı kullanılacağını planlamıştı. Elbette bu planlamada bazı aydın ve sanatçılara da yer vardı. Dünyada 150 yıldır uygulanan ve insan sağlığı üzerinde yarattığı tahribat bilimsel raporlarla tespit edilmiş olan tecrit hapishaneleri allanıp pullandı. Bu hapishaneler 5 yıldızlı oteldi, yeni boyanmış pırıl pırıl duvarları vardı. Nerede ise herkes bu hapishanelerde kalmak için can atıyordu. Oysa gerçek tam tersi idi. Tecrit hapishaneleri insanların psikolojik ve fiziki sağlıklarını bozuyordu. Tecrit hapishanelerinde intihar oranları kat kat artmıştı. Hatta bazı ülkelerde tecrit hapishanelerinin kapatılmasına başlanmıştı. İşte bu açık gerçeğin çarpıtılmasında ve tecride karşı mücadele eden tutsakların haksızlığı konusunda halkı inandırmak gerekiyordu. F Tipi hapishaneler fiziki olarak yükselmeye başlayınca tecride karşı mücadelenin hızı da arttı. Aydın ve sanatçıların çok büyük bir kısmı da bu mücadele içinde önemli sorumluluklar üstlendiler. Tecridi halka anlatmak için yeteneklerini, birikimlerini kullandılar. Aydın ve sanatçıların bir kısmı da Adalet Bakanlığı’ndan aldıkları özel izinlerle tutsaklarla görüşerek arabuluculuk yapmaya çalıştılar. Bu amaçla Sağmalcılar (Bayrampaşa) Hapishanesi’ne ilk giden aydınlar çıkışta talihsiz bir açıklama yaptılar. İktidarın sorunu çözmek için elinden geleni yaptığını ama tutsakların gereksiz ve anlamsız bir direnme gösterdiklerini söylediler. Onlara göre tecrit hapishanelerini açmaya çalışan iktidar değil, tecride girmek istemeyen tutsaklar haksızdı. Daha önemli bir görüşme ise 19 Aralık’ın hemen arifesinde yine Sağmalcılar Hapishanesi’nde yapıldı. Kendilerini ‘Mutabakat Heyeti’ olarak adlandıran ve Adalet Bakanlığı tarafından yetkilendirildiklerini söyleyen heyette, dönemin İstanbul Barosu Başkanı Yücel Sayman, TTB’yi temsilen Dr. Metin Bakkalcı, Milletvekili Mehmet Bekaroğlu, gazeteci Oral Çalışlar, o dönem TAYAD temsilcisi olan Tekin Tangün ve ben vardım. Mutabakat heyeti kendilerinin Adalet Bakanlığı tarafından yetkilendirildiklerini, alacakları kararların Adalet Bakanlığı tarafından kabul edileceğini söyleyerek görüşmelere başladı. Görüşmelerin 2. gününde Adalet Bakanlığı’ndan gelen bir telefon açıkça operasyonun habercisi idi. Bakanlık telefonu geldiğinde heyet oldukça rahatlamıştı ve büyük gelişmeler sağladıklarını düşünüyordu. Hatta heyet üyeleri süren direnişin hiç ölüm olmadan sona ereceğini, yapılacak basın açıklamasının nerede yapılması gerektiğini konuşmaya başladılar. Hapishanenin önü mü yoksa bir kurumda mı basın açıklaması yapılması tartışılmaya başlanmışken gelen telefonun başka bir anlamı olamaz. Bakanlık, heyetin hapishaneden ayrılmasını istiyordu. Gerekçe yoktu. Tekin Tangün ve ben operasyonun gelmekte olduğunu, derhal bir basın açıklaması yapılarak Bakanlığın sorumluluğunun halka anlatılması gerektiğini söyledik. Ancak heyet üyeleri henüz görevlerinin devam ettiğini, böyle bir açıklama yaparlarsa mutabakat heyeti olarak görevlerinin etkilenebileceğini söyleyerek açıklama yapmayı kabul etmediler. Açıklama sadece Tekin Tangün ve benim tarafımdan yapıldı. Ve 2 gün sonra da o kanlı operasyon yapıldı. 28 tutsağın yaşamını yitirmesiyle sonuçlanan operasyondan bir hafta sonra Mehmet Bekaroğlu, yaptığı bir açıklamada, ‘kendilerinin kullanıldığını’ söyledi. Elbette bu açıklama bir olumluluktur. Ama yeterli değildir. Beklerdik ve isterdik ki heyetin tüm üyeleri, Adalet Bakanlığı tarafından hapishaneden çıkarıldıklarında hemen açıklama yapmalıydılar. Bu açıklama operasyonu engeller miydi? Siyasi iktidarın askeri olarak 1 yıldır hazırlandığı bir operasyonu böyle bir açıklamanın engelleyeceğini iddia etmeyeceğiz. Ama böyle bir açıklama, katliam niyetinin geniş kitleler tarafından daha erken fark edilmesini sağlardı. Aydın ve sanatçılar güçlerini ve sorumluluklarını görmek zorundadır. Sağmalcılar Hapishanesi’ne ilk giden aydın ve sanatçı heyeti eğer doğru bir tavırla tecridi halka anlatsalardı ve tecride karşı mücadelenin meşru ve zorunlu olduğunu açıklasalardı kuşkusuz gelişmeler böyle olmayacaktı. Yine bir sanatçı grubu; tecride karşı sanatçılar, tecridin bir insanlık suçu olduğunu ve tecride karşı mücadelenin meşru olduğunu oynadıkları bir oyunla anlatmışlardı. İşte bu nedenle aydın ve sanatçıların sadece unvanları onların niteliklerini belirlemez. Olgular ve olaylar karşısında aldıkları tavırlar sınıfsal niteliklerini belirler.

Lorem ipsum dolor sit amet, consectetur adipiscing elit. Ut facilisis interdum lacus, nec scelerisque magna vehicula et. Pellentesque nec eros mi. Sed ultricies tellus vel odio pellentesque non congue enim auctor. Fusce fermentum, magna non commodo fringilla, purus metus ultrices purus, ut laoreet est neque eu leo. Praesent suscipit diam nec quam luctus sit amet varius leo fermentum. Proin quis dolor nec diam aliquet bibendum et ac felis. Nunc ut ante vulputate mauris vehicula molestie. Praesent malesuada ipsum ac felis iaculis accumsan. Aenean dui sem, facilisis ut fermentum et, dignissim vitae odio. Donec pretium nisl sit amet nulla pharetra vulputate. In pellentesque bibendum consequat. Nullam eros diam, suscipit non rutrum vel, mollis sed augue. Nulla facilisi. Morbi facilisis, nisi at sodales facilisis, purus arcu luctus risus, ut lacinia metus lorem et metus. Cras tempus semper ante. Cras tincidunt euismod venenatis. Aliquam erat volutpat. Suspendisse tempor congue neque a aliquam.

Curabitur at est vel odio aliquam fermentum in vel tortor. Aliquam eget laoreet metus. Quisque auctor dolor fermentum nisi imperdiet vel placerat purus convallis. Fusce et risus eu justo euismod pellentesque. Suspendisse id viverra est. Aenean feugiat tincidunt urna et tristique. Etiam nunc nulla, elementum id dapibus vel, congue vitae purus. Pellentesque blandit enim eu tellus rhoncus id congue velit cursus. Phasellus interdum interdum ipsum, vel pharetra purus congue sed. Cras convallis elementum elementum.

Praesent dolor turpis, sodales mattis facilisis sit amet, commodo eu diam. Curabitur in neque felis, sed eleifend tellus. Nulla facilisi. Suspendisse vel suscipit eros. Vestibulum euismod turpis vel nunc sodales at vestibulum lectus dignissim. Donec quis magna lacus. Donec ultricies scelerisque purus, eu faucibus lorem tempor id. Cras egestas magna id nunc ullamcorper facilisis. In at est id felis lacinia aliquet. In hac habitasse platea dictumst. Donec molestie, eros ac venenatis posuere, erat dolor varius ligula, tempus interdum nisi dui ut sem. Suspendisse a euismod ligula. Fusce vitae erat orci, quis interdum turpis.

Curabitur quis orci non dolor fermentum tincidunt. Mauris quis massa ante, at semper nunc. Mauris in purus id ante gravida fermentum. Etiam hendrerit risus sit amet purus lacinia sollicitudin. Suspendisse mauris sapien, mattis eget accumsan et, suscipit in diam. Vestibulum nec diam et lectus euismod tempor. Quisque gravida luctus orci. Donec ornare, tellus et faucibus eleifend, felis eros fermentum ligula, in dapibus elit tellus a odio. Vivamus in iaculis justo. Cras convallis, sem id luctus fermentum, lacus lectus scelerisque lacus, id rhoncus est purus id ante.

Lorem ipsum dolor sit amet, consectetur adipiscing elit. Ut facilisis interdum lacus, nec scelerisque magna vehicula et. Pellentesque nec eros mi. Sed ultricies tellus vel odio pellentesque non congue enim auctor. Fusce fermentum, magna non commodo fringilla, purus metus ultrices purus, ut laoreet est neque eu leo. Praesent suscipit diam nec quam luctus sit amet varius leo fermentum. Proin quis dolor nec diam aliquet bibendum et ac felis. Nunc ut ante vulputate mauris vehicula molestie. Praesent malesuada ipsum ac felis iaculis accumsan. Aenean dui sem, facilisis ut fermentum et, dignissim vitae odio. Donec pretium nisl sit amet nulla pharetra vulputate. In pellentesque bibendum consequat. Nullam eros diam, suscipit non rutrum vel, mollis sed augue. Nulla facilisi. Morbi facilisis, nisi at sodales facilisis, purus arcu luctus risus, ut lacinia metus lorem et metus. Cras tempus semper ante. Cras tincidunt euismod venenatis. Aliquam erat volutpat. Suspendisse tempor congue neque a aliquam.

Curabitur at est vel odio aliquam fermentum in vel tortor. Aliquam eget laoreet metus. Quisque auctor dolor fermentum nisi imperdiet vel placerat purus convallis. Fusce et risus eu justo euismod pellentesque. Suspendisse id viverra est. Aenean feugiat tincidunt urna et tristique. Etiam nunc nulla, elementum id dapibus vel, congue vitae purus. Pellentesque blandit enim eu tellus rhoncus id congue velit cursus. Phasellus interdum interdum ipsum, vel pharetra purus congue sed. Cras convallis elementum elementum.

Praesent dolor turpis, sodales mattis facilisis sit amet, commodo eu diam. Curabitur in neque felis, sed eleifend tellus. Nulla facilisi. Suspendisse vel suscipit eros. Vestibulum euismod turpis vel nunc sodales at vestibulum lectus dignissim. Donec quis magna lacus. Donec ultricies scelerisque purus, eu faucibus lorem tempor id. Cras egestas magna id nunc ullamcorper facilisis. In at est id felis lacinia aliquet. In hac habitasse platea dictumst. Donec molestie, eros ac venenatis posuere, erat dolor varius ligula, tempus interdum nisi dui ut sem. Suspendisse a euismod ligula. Fusce vitae erat orci, quis interdum turpis.

Filed in: Media Tags: ,

You might like:

Amazon Sales Up 40% in 2010 Amazon Sales Up 40% in 2010

2 Responses to "Kindle Books Now Outselling Paperbacks at Amazon"

  1. admin says:

    Curabitur quis orci non dolor fermentum tincidunt.

  2. admin says:

    Mauris quis massa ante, at semper nunc.

Leave a Reply

Submit Comment
© 2014 ChannelPro. All rights reserved. XHTML / CSS Valid.
Proudly designed by Theme Junkie.
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol