ChannelPro » Kindle Books Now Outselling Paperbacks at Amazon

Kindle Books Now Outselling Paperbacks at Amazon

ToplumDüşmanı

Dosya 31

SAVCILIĞ’A GELEN İHBAR MEKTUBU: ÖLÜM EMİRLERİNİ JANDARMA ALBAY BURHAN ERGİN VERDİ ‘Hayata Dönüş Operasyonu’nun DSP, MHP ve ANAP koalisyon ortaklığı kadar bir başka sorumlusu daha vardı: Genelkurmay Başkanlığı! Ancak askerler, yaptıkları gün gibi ortada olmasına rağmen, 19 Aralık’taki vahşetin hep gizli ortağı olarak kaldı 19 Aralık’ta başlayan ‘Hayata Dönüş Operasyonu’ 22 Aralık 2000’de sona ermişti. Bilanço ağırdı: Onlarca ölüm, yüzlerce yaralı… Operasyon için düğmeye siyasi iktidar basmıştı ancak hapishanelere gece yarısı baskını yapıp vahşet tablosunu yaratan bir başka kesim daha vardı: Operasyona bizzat katılan askerler! Dokuz yılın ardından resmi belgelere yansıyan bilgiler incelendiğinde, siyasi iktidar kadar, ‘Hayata Dönüş Operasyonu’nda Genelkurmay’ın da payı bulunduğu görülüyor. “Gizli” ibareli belgeye göre, Genelkurmay Başkanlığı “151900BARO00 TSG VE HRK.: 7130-329-00/İGHD HRK.Ş. (413)” sayılı emri ile operasyona bizzat katkıda bulunuyor. “1- İlgi ile J. GN. Komutanlığı emrine iadesi uygun görülen; (A) Elazığ J. Komd. Tb’nun İstanbul J. Bölge K.lığı emrinde olarak İstanbul Hasdal Kışlasına, (B) Batman J. Komd. Tb’nun Ankara J. Bölge K.lığı emrinde olarak Ankara Güvercinlik Kışlasına, 17 Aralık 2000 tarihinde intikal ettirilmesi hususunun GNKUR.Başkanlığı’nın emirlerine maruz olduğunu, 2- Ankara ve İstanbul J. Bölge K.lıklarınca bu birlikler için gerek iskan ve iaşe tedbirlerinin alınması” isteniyor. Belgenin altında ise ‘Hayata Dönüş Operasyonu’nun en üst düzey komutanı olarak Jandarma Harekat Başkanı Tümgeneral Osman Özbek ismi bulunuyor. Bir başka belge incelendiğinde ise operasyonun merkezi İstanbul ayağında; İstanbul Jandarma Bölge Komutanı Tuğgeneral E. Engin Hoş, Jandarma Kıdemli Albay H. İbrahim Tüysüz, Jandarma Kıdemli Albay Mehmet Ay’ın üst düzey komutada görev aldıkları anlaşılıyor. ‘Hayata Dönüş Operasyonu’ hakkında tüm bilgilere sahip (belgelerde isimleri geçen) bu kişilere bugüne kadar herhangi bir soruşturma açılması bir yana, yargı organları bu üst düzey askeri görevlilerin ifadelerine dahi başvurmadı. KOMANDOLAR İTİRAF EDİYOR… İstanbul’da operasyonların merkezini oluşturan Bayrampaşa ve Ümraniye hapishanelerine müdahale eden birliklerin Ankara Jandarma Özel Asayiş Komando Birliği ve Elazığ Jandarma Komando Taburu olduğu daha sonraki yıllarda ortaya çıktı. Elazığ’dan gelen askeri birlikteki komandolar, aradan ancak 6 yıl geçtikten sonra verdikleri ifadelerde ‘Hayata Dönüş Operasyonu’na katıldıklarını söyledi: “Askerliğimi Elazığ Komando Taburu 1. Bölük Komutanlığı’nda yaptım. Hayata Dönüş Operasyonu ile ilgili olarak komutanlarımız İstanbul’a göreve gideceğimizi söyledi. Gerekli hazırlıklarımızı yaparak üç günlük kumanyalarımızı da alarak kargo uçağına binerek İstanbul’a geldik… Bölükçe Ümraniye Kapalı Cezaevi’ne gittik…” (Mehmet Akar, 16 Mart 2006) “Usta birliğimi Elazığ Komando Taburu 1. Bölük Komutanlığı’nda yaptım. Hayata Dönüş Operasyonu ile ilgili olarak komutanlarımız İstanbul’a göreve gideceğimizi söylediler. Bunun üzerine biz gerekli hazırlıklarımızı yaparak üç günlük kumanyalarımızı da alarak kargo uçaklarına bindik ve İstanbul Yeşilköy Havaalanı’na indik. Buradan 1. Ordu Komutanlığı’na gittik. Orada iki gün bekledik ve komutanlarımız burada bize eğitim yaptırdı. Sonra Ümraniye Kapalı Cezaevi’ne gittik. Bizler cezaevinde iken yerler ıslak koğuşlar dağılmış, yataklar, dolaplar bir tarafa atılmış, içeride bazı şeylerin yandığı manzaralarını gördüm.” (Ethem Altınay, 16 Mart 2006) ‘MÜDAHALE GRUBUNDA YER ALDIM’ “Ben Elazığ Jandarma Komando Tabur Komutanlığı emrinde jandarma er olarak görevliydim. 18 Aralık 2000 tarihinde görev için askeri uçakla Elazığ’dan İstanbul’a geldik. Bir gün sonra, 19-20 Aralık günleri, Ankara Özel Harekât’tan, Halkalı ve Dag olarak ismini bildiğim birliklerle beraber gelen Bayrampaşa cezaevine girdik. Ben de müdahale grubunda yer aldım. Cezaevinin boşaltılmasında diğer tüm komutanlarımın emir ve talimatları doğrultusunda hareket ettim. Operasyon bu şekilde iki gün sürdü ve Bayrampaşa cezaevi boşaltıldıktan sonra oradan Ümraniye Cezaevi’ne gittik. Orada da 4 gün süren bir operasyon icra ettik ve konuşlu bulunduğumuz Elazığ’a geri döndük.” (Türker Geçdoğan, 18 Mart 2006) “Elazığ Jandarma Komando Taburu’nda askerliğimi yaptım. Geçici görev İstanbul’a gittik. Ümraniye Kapalı Cezaevi’ne gittik. Cezaevine gittiğimizde Halkalı Komando Taburu ve Ankara Harekât Birlikleri vardı. Cezaevinin içinden (koğuşlardan) dumanlar yükseliyordu.” (Muhittin Özçam, 19 Mart 2006) AVUKAT: JÖAK ÖZELLİKLE KORUNUYOR Fakat Elazığ Komando Taburu 1. Bölük Komutanlığı’ndan olan komandolar operasyona katıldıklarını ifade ederken, Ankara Jandarma Özel Asayiş Komando Birliği’nden gelerek operasyona katılan hiç kimsenin ifadesi alınamadı. Sanki gizlenen bir şeyler vardı. Avukat Oya Aslan, bu duruma ilişkin şöyle diyor: “Ankara Jandarma Özel Asayiş Komando Birliği fiili müdahale grubunda olmasına karşın bugüne kadar 19 Aralık operasyonu ile ilgili hiçbir soruşturma ve kovuşturmaya konu edilmedi. Denilebilir ki bu birlik, ilgili kurumlar ve yargılama makamları tarafından özellikle korunmaktadır. Ankara Güvercinlik’te konuşlanmış olan Ankara Jandarma Özel Asayiş Komando Birliği, kullandığı teçhizat ile de özel bir birlik. Bu birlik niteliği ve konumu gereği devletin ilgili kurumları tarafından deşifre edilmemek istenmekte. Bu birliğe, görevli cumhuriyet savcılıklarınca operasyonlara katıldıkları konusunda elde bulunan deliller çerçevesinde yazılar gönderildi. Ancak gelen cevabi yazılarda, ‘Hayata Dönüş Operasyonu’nda bu birlikten iştirak edildiğine dair bilgi bulunmadığı belirtilerek her defasında olumsuz yanıt verildi. Oysa Türk Silahlı Kuvvetleri’nce çıkarılan ‘Savunma ve Havacılık’ isimli derginin 2003 yılı içindeki 100. sayısında, Ankara Jandarma Özel Asayiş Komando Birliği hakkında geniş bilgi veriliyor ve hatta bu tanıtım yazısında, birliğin ‘Hayata Dönüş Operasyonu’na da katıldığı kendi komutanları tarafından belirtiliyordu.” KİTAP, BİRLİĞİ DEŞİFRE ETTİ Ankara Jandarma Özel Asayiş Komando Birliği’nin deşifre edilmek istenmemesi, operasyon sırasında Bayrampaşa Cezaevi Koruma Bölüğü’nde görevli, Yüzbaşı Zeki Bingöl tarafından yazılmış kitapta da açıkça şöyle belirtilmişti: “ … hazırlanan dosyalarla askeri kartal araba ile jandarma genel komutanlığına gidildi. Görüşmede Ankara Özel Harekât Komutanı Albay B.E. de vardı. ‘Ben operasyona katılanların isim listelerini vermem’ diyordu. ‘Başta sizin adınız geçmeyecek kayıtlarda demişlerdi’ diye söyleniyordu. ... Dosyalar bu şekilde savcılıklara gönderildi. Ama operasyonun sıcak çatışma bölümünde olan birliklerin isimleri bildirilmemişti. Çok garipti operasyona katılan birliklerin isimleri savcılardan gizleniyordu. ... Yani hiç kimse adının operasyon evraklarında geçmesini istemiyordu.” (Bayrampaşa Cezaevi Gerçeği, sayfa: 172-173, Togan Yayıncılık) İHBAR MEKTUBUNDAKİ İDDİALAR ‘Hayata Dönüş Operasyonu’ sırasında Ankara Jandarma Özel Asayiş Komando Birliği’nin başında komutan olarak Jandarma Albay Burhan Ergin bulunuyordu. Kendisi halen Edirne İl Jandarma Komutanlığı’nda görevli bulunan Albay Burhan Ergin’in, operasyonların ne şekilde icra edildiğine ve neler yaşandığına dair kapsamlı bilgilere sahip olduğu yukarıdaki bilgilerden de anlaşılıyor. Buna rağmen yargı Ergin’e ulaşamadı ve tanık sıfatıyla bile ifadesi alınamadı. ‘Hayata Dönüş’ün Bayrampaşa Hapishanesi’yle ilgili bölümünü soruşturan Eyüp Cumhuriyet Savcılığı’na ise 2003 Eylül’ünde bir ihbar mektubu geldi. İsminin Ali Er olduğunu belirten kişinin gönderdiği mektupta ise Jandarma Albay Burhan Ergin hakkında ilginç iddialar yer alıyordu. Mektupta aynen şu ifadelere yer verilmişti: “Sayın Savcı bey, 06.09.2003 Milliyet gazetesinde 19. sayfada “‘Hayata Dönüş’ün jandarmaları kayıp” yazısını arkadaşlarla okuduk. Bu konu hakkımda size bilgi vermeyi insani-vicdani görev addettik. Sayın savcım ‘Hayata Dönüş’ operasyon komutanı Jan. Albay Burhan Ergin şu anda Diyarbakır’ın Silvan ilçesindeki jandarma birlik komutanıdır. Silvan’a tayin olmadan evvel Ankara’da Jandarma Komando Özel Asayiş Komutanı olarak görev yaptı. ‘Hayata Dönüş Operasyonu’nu bizzat kendisi yönetti. Bütün cezaevinde ölüm olaylarının baş faili ve emirleri (ölüm) veren kendisidir. Bizler arkadaşlarla bu operasyonda görev aldık. Ölüm emrini Albay Burhan Ergin vermiştir. Aynı zamanda (23.01.2003 Salı) Star gazetesi, (29.01.2003) Hürriyet gazetesindeki yazılardan da anlayacağınız gibi bu katil albay, sadist albay, Binbaşı Cumhur Burcu’nun da intiharına sebep olmuştur. Jandarma Özel Komutanlığı Askeri Mahkemesi’nde (sanık olarak) yargılanmaktadır. Sizlere güveniyoruz. Adalete güveniyoruz. Saygılarımızla.” KOORDİNATÖR KOMUTANDAN İTİRAF: Envanterimizde olmayan bir bomba kullanıldı EMEKLİ Binbaşı Zeki Bingöl, o tarihte yüzbaşı rütbesinde ve Bayrampaşa Hapishanesi’ndeki operasyonun koordinatörüydü. Doğrudan tanığı olduğu olayları, 7 yıl sonra yazdığı kitapta anlatan Bingöl, 19 Aralık sabahı 04.55’te başlayan ‘Hayata Dönüş Operasyonu’unda ilk kurşunun atılmasını şöyle anlatmıştı: “Bizim envanterimizde olmayan, plastikten yapılmış, kauçukta bir bomba kullanıldı. Adli Tıp Kurumu’nun, savcılığın tutanağında iki tip bombadan bahsedildi, gaz bombası olarak. Bir tanesi bizim kullandığımız, envanterimizde olan, dünya standartlarında kullanılan bir gaz bombasıdır; temeli biberdir, bildiğimiz acı biberdir, biberin yoğunlaştırılmış halidir. Diğeriyse Kara Kuvvetleri’nden getirilmiş bir bombaydı. Ben bunu daha önce görmemiştim.” Operasyonun ardından tutulan tespit tutanağında operasyonu koordine eden Yüzbaşı Zeki Bingöl, dört bölük komutanı ve cezaevi savcısının imzaları bulunuyor. Üç imza yeriyse boş bırakılmış. Bingöl şöyle diyor: “Orada imzası olması gereken kişilerden birisi tabur komutanı, diğer iki kişi de İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Ferzan Çitici ve Bayrampaşa Cezaevi savcısıdır. Onlar imzalamayınca imza yerleri boş bırakıldı.” Zeki Bingöl, neden imzalanmadı sorusunun yanıtını kitabın 173. sayfasında şöyle anlatıyor: “… Çok garipti. Harekât emrini imzalayan General emri toplatıyor. Operasyona katılan birlikler isimlerini savcıdan saklıyordu. Hatta başsavcı bile imzalamıyordu. Çok garipti. Belli ki hepsi DHKP-C’den korkuyorlardı. Yani hiç kimse operasyon evraklarında adının geçmesini istemiyordu…” *** ‘Hayata Dönüş’ün sorumluları yargılanıp cezalandırılmalıdır 19 Aralık 2000 saat sabaha karşı 04.00. Bir haber alıyoruz. Operasyon başladı deniyor. Saat 05.00 Bayrampaşa Cezaevi önündeyiz. Bayrampaşa yangın yeri. Patlamalar, silah sesleri ve duman yükseliyor. İçerde insanlar var. Ne olduğunu öğrenmek, engel olmak istiyoruz. Sonuç alamıyoruz. Aynı saatlerde Ümraniye, Çanakkale, Ceyhan, Uşak ve diğerleri… 20 cezaevinde operasyon başlamış durumda. Ardından devlet yetkililerinin açıklamaları geliyor. “Hayata Dönüş” operasyonu yapıldı. Derken televizyon ekranlarına yansıyan ilk görüntüler, operasyonun ne şekilde yapıldığını anlamamızı sağlıyor. Kadınlar bindiriliyor arabalara, yüzleri, vücutları yanık içinde. İçlerinden biri bağırıyor. “Diri Diri Yaktılar”. Bu sesi benliğimize kazınan, yüreğimizin derinliklerine işleyen diğer sesler ve görüntüler izliyor. Operasyon tamamlandı ve mahpuslar F tipi hücrelerdeler. Devlet yetkililerinin ironi yaparcasına ‘Hayata Dönüş’ adını verdikleri, yüzlerce hayatı karartan bu operasyon, 32 can alarak, geride yüzlerce yaralı ve sakat insan bırakarak tamamlanmış, Türkiye’nin kanayan yarası olan cezaevleri, bu kez olağanüstü bir şiddetle neredeyse tamamen yıkılmış ve boşaltılmıştır. Adalet Bakanı’nın “zayiat beklediğimizden az oldu” sözlerinin ardından, İçişleri Bakanı’nın operasyon üzerinde iki yıldır çalışıyorduk açıklaması, operasyonun amacının söylendiği gibi ölümleri engellemek olmadığını, son derece açık bir şekilde ortaya koymuştur. 1999 yılından itibaren inşasına başlanan F Tipi cezaevlerinin açılmaması istemi ile mahpusların 20 Ekim 2000 tarihinde başladığı ölüm orucu eyleminin kritik günlere gelmiş olması, sorunun çözümü yönündeki kamuoyu baskısını da arttırmıştır. Toplumun değişik kesimleri, demokratik kitle örgütleri, meslek örgütleri ve aydınlar, dünyada yaşanan örnekleri de dikkate alarak F Tipi Cezaevlerinin tecrit esaslı oldukları, cezaevlerindeki asgari yaşam koşullarının dahi ortadan kaldırılacağı eleştirileri getirilmiş ve bu projeden vazgeçilmesi gerektiği ifade edilmiştir. Adalet Bakanlığı, gazetecilerin, Baro, Tabip Odası ve TMMOB temsilcilerinin katılımı ile cezaevlerinde yürüttüğü görüşmelerde çözüm için adım atıldığı izlenimi yaratmış, bu süreçte toplumsal mutabakat sağlanıncaya kadar cezaevlerinin açılmasının ertelendiği duyurulmuştur. Bunların ardından Adalet Bakanlığı’nca nedeni açıklanmadan görüşmelerin sona erdiği bildirmiş ve cezaevleri 19 Aralık günü yapılan operasyon ile boşaltılarak, mahpuslar F Tipi cezaevlerine sevk edilmiştir. Verilen sözlere ve açıklamalara karşın, yapılan operasyon kamuoyunun nasıl yanıltıldığını da ortaya çıkarmıştır. Bu görüşmeler yapılırken, bir yandan cezaevlerinin inşasına devam edildiği, öte yandan operasyon hazırlığı yapıldığı görülmüştür. Yüzlerce kişinin ölümü pahasına gerçekleştirilen ve adına “Hayata Dönüş” denilen operasyonun amacı, ölüm orucunu sona erdirmek ve ölümlere engel olmak olarak açıklanmıştır. Oysa operasyonun yapıldığı tarihte, ölüm orucu eylemi nedeniyle bir tek kişi dahi yaşamını yitirmemişken, operasyon sırasında ikisi asker olmak üzere 32 kişi yakılarak, kullanılan gazlardan zehirlenerek veya ağır makinalı silahlardan çıkan kurşunlarla vurularak öldürülmüştür. Kullanılan bu yöntemler, ölüm orucu eylemcilerine de aynen uygulanmıştır. Adalet Bakanı’nın açıklamasında söylediği gibi, aslında daha fazla ölüm göze alınarak planlanmış olan operasyonun sonuçları, 19 Aralık günü yaşanan kayıplarla sınırlı değildir. Operasyon, ölüm orucunu sona erdiremediği gibi F Tipi cezaevlerine sevkler sonrasında, ölüm orucu eylemi yeni katılımlarla devam etmiştir. 122 kişi operasyon sonrasında devam eden ölüm orucu eylemi nedeniyle hayatını kaybetmiştir. 19 Aralık operasyonu aradan geçen 9 yılı aşkın zamana karşın ne yazık ki can yakmaya devam etmektedir. Operasyon sonrasında olayın mağduru durumundaki mahpuslara davalar açılmış ve yargılanmışlardır. Ancak operasyonu planlayanlar, yürütenler, yönetenler, bizzat müdahale ekibinde yer alan birlikler yargılanmamışlardır. Bu nedenle diyoruz ki, 19 Aralık operasyonuyla ilgili gerçekler açıklanmalı, katliamın sorumluları yargılanmalı ve cezalandırılmalıdır. Hapishanelerde tecrit ve baskıya son verilmeli, mahpuslara insan onuruna uygun yaşam hakkı sağlanmalıdır.

Lorem ipsum dolor sit amet, consectetur adipiscing elit. Ut facilisis interdum lacus, nec scelerisque magna vehicula et. Pellentesque nec eros mi. Sed ultricies tellus vel odio pellentesque non congue enim auctor. Fusce fermentum, magna non commodo fringilla, purus metus ultrices purus, ut laoreet est neque eu leo. Praesent suscipit diam nec quam luctus sit amet varius leo fermentum. Proin quis dolor nec diam aliquet bibendum et ac felis. Nunc ut ante vulputate mauris vehicula molestie. Praesent malesuada ipsum ac felis iaculis accumsan. Aenean dui sem, facilisis ut fermentum et, dignissim vitae odio. Donec pretium nisl sit amet nulla pharetra vulputate. In pellentesque bibendum consequat. Nullam eros diam, suscipit non rutrum vel, mollis sed augue. Nulla facilisi. Morbi facilisis, nisi at sodales facilisis, purus arcu luctus risus, ut lacinia metus lorem et metus. Cras tempus semper ante. Cras tincidunt euismod venenatis. Aliquam erat volutpat. Suspendisse tempor congue neque a aliquam.

Curabitur at est vel odio aliquam fermentum in vel tortor. Aliquam eget laoreet metus. Quisque auctor dolor fermentum nisi imperdiet vel placerat purus convallis. Fusce et risus eu justo euismod pellentesque. Suspendisse id viverra est. Aenean feugiat tincidunt urna et tristique. Etiam nunc nulla, elementum id dapibus vel, congue vitae purus. Pellentesque blandit enim eu tellus rhoncus id congue velit cursus. Phasellus interdum interdum ipsum, vel pharetra purus congue sed. Cras convallis elementum elementum.

Praesent dolor turpis, sodales mattis facilisis sit amet, commodo eu diam. Curabitur in neque felis, sed eleifend tellus. Nulla facilisi. Suspendisse vel suscipit eros. Vestibulum euismod turpis vel nunc sodales at vestibulum lectus dignissim. Donec quis magna lacus. Donec ultricies scelerisque purus, eu faucibus lorem tempor id. Cras egestas magna id nunc ullamcorper facilisis. In at est id felis lacinia aliquet. In hac habitasse platea dictumst. Donec molestie, eros ac venenatis posuere, erat dolor varius ligula, tempus interdum nisi dui ut sem. Suspendisse a euismod ligula. Fusce vitae erat orci, quis interdum turpis.

Curabitur quis orci non dolor fermentum tincidunt. Mauris quis massa ante, at semper nunc. Mauris in purus id ante gravida fermentum. Etiam hendrerit risus sit amet purus lacinia sollicitudin. Suspendisse mauris sapien, mattis eget accumsan et, suscipit in diam. Vestibulum nec diam et lectus euismod tempor. Quisque gravida luctus orci. Donec ornare, tellus et faucibus eleifend, felis eros fermentum ligula, in dapibus elit tellus a odio. Vivamus in iaculis justo. Cras convallis, sem id luctus fermentum, lacus lectus scelerisque lacus, id rhoncus est purus id ante.

Lorem ipsum dolor sit amet, consectetur adipiscing elit. Ut facilisis interdum lacus, nec scelerisque magna vehicula et. Pellentesque nec eros mi. Sed ultricies tellus vel odio pellentesque non congue enim auctor. Fusce fermentum, magna non commodo fringilla, purus metus ultrices purus, ut laoreet est neque eu leo. Praesent suscipit diam nec quam luctus sit amet varius leo fermentum. Proin quis dolor nec diam aliquet bibendum et ac felis. Nunc ut ante vulputate mauris vehicula molestie. Praesent malesuada ipsum ac felis iaculis accumsan. Aenean dui sem, facilisis ut fermentum et, dignissim vitae odio. Donec pretium nisl sit amet nulla pharetra vulputate. In pellentesque bibendum consequat. Nullam eros diam, suscipit non rutrum vel, mollis sed augue. Nulla facilisi. Morbi facilisis, nisi at sodales facilisis, purus arcu luctus risus, ut lacinia metus lorem et metus. Cras tempus semper ante. Cras tincidunt euismod venenatis. Aliquam erat volutpat. Suspendisse tempor congue neque a aliquam.

Curabitur at est vel odio aliquam fermentum in vel tortor. Aliquam eget laoreet metus. Quisque auctor dolor fermentum nisi imperdiet vel placerat purus convallis. Fusce et risus eu justo euismod pellentesque. Suspendisse id viverra est. Aenean feugiat tincidunt urna et tristique. Etiam nunc nulla, elementum id dapibus vel, congue vitae purus. Pellentesque blandit enim eu tellus rhoncus id congue velit cursus. Phasellus interdum interdum ipsum, vel pharetra purus congue sed. Cras convallis elementum elementum.

Praesent dolor turpis, sodales mattis facilisis sit amet, commodo eu diam. Curabitur in neque felis, sed eleifend tellus. Nulla facilisi. Suspendisse vel suscipit eros. Vestibulum euismod turpis vel nunc sodales at vestibulum lectus dignissim. Donec quis magna lacus. Donec ultricies scelerisque purus, eu faucibus lorem tempor id. Cras egestas magna id nunc ullamcorper facilisis. In at est id felis lacinia aliquet. In hac habitasse platea dictumst. Donec molestie, eros ac venenatis posuere, erat dolor varius ligula, tempus interdum nisi dui ut sem. Suspendisse a euismod ligula. Fusce vitae erat orci, quis interdum turpis.

Filed in: Media Tags: ,

You might like:

Amazon Sales Up 40% in 2010 Amazon Sales Up 40% in 2010

2 Responses to "Kindle Books Now Outselling Paperbacks at Amazon"

  1. admin says:

    Curabitur quis orci non dolor fermentum tincidunt.

  2. admin says:

    Mauris quis massa ante, at semper nunc.

Leave a Reply

Submit Comment
© 2014 ChannelPro. All rights reserved. XHTML / CSS Valid.
Proudly designed by Theme Junkie.
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol