ChannelPro » Kindle Books Now Outselling Paperbacks at Amazon

Kindle Books Now Outselling Paperbacks at Amazon

ToplumDüşmanı

Dosya 5

MEKANİK BİR HÜLYA YA DA KABûSUN İMGESİ
“Eğer Amerikan sinema dünyasını kontrol edebilseydim, tüm dünyaya komünizmi yaymak için başkaca bir şeye ihtiyacım olmazdı.
Joseph Stalin

“ABD 20. yüzyılda yaşanmış her şeyin üstüne çıkacak kadar ileri düzeyde ve rakipsiz bir egemenlik konumunda 21. yüzyıla girmektedir… Amerika’nın serbest-ticaret ideolojisi şimdi dünyanın ideolojisi haline gelmiştir ve ulusun interneti ve biyoteknoloji alanındaki işleri yarının teknolojilerine öncülük ediyor”.
Alan Murray

Erken kapitalizm devletlerin ortaya çıkmasından önceki tarihlere uzanır, kültürler genellikle din ya da dil gibi farklı yakınlık noktalarına göre örgütlenirlerdi. Bilgi ve ticaret şebekeleri Pasifik, Akdeniz, Asya ve Afrika’yı 15. yüzyıldan beri birbirine bağlamıştır. Fakat kölecilik, militarizm ve emperyalizmin teknolojisi bütün bu rotaları silip attı. Kıtalararası iletişim bir kablo borusu olarak Avrupa’ya uzandı, yeni ideolojiler bunları takip etti; örneğin ırksal üstünlük ve Hıristiyanlığı yayma misyonu gibi.
Hamelink

Avrupa-merkezli şebekeler sosyal evrimcilerin varsayımlarını dolaşıma soktu, onların kendi narsizmleri ile sınırlı kalmaksızın, bunun yerine tam bir görüş birliği için sosyal evrimcilerin aranışları tek bir yönde insanlığı ve gelişme biçimlerini birbirine bağlama aranışına yöneldi. Bu söylem eski uygarlıkların Avrupalı sosyal evrimcilere göre olgunlaşmanın daha erken aşamalarında olduklarına ikna ediyordu, güney yarım küredeki yaşamı araştırıp onları çağa hizmet etmeye zorluyorlardı. Orada bulduklarını eşgüdümlü çalışır hale getirmek ve onları disipline etmek, insanın tanımı, başarısı ve örgütlenmesini en verimli hale getirmek ve tek biçimli hale sokmak için sahip oldukları dürtüyle uyum içinde hareket ettiler
Axtmann

Çağdaş küreselleşme altında mekân ve zamanı birbirine doğru bastırmak için sahip olan koordinatlar üç temel imparatorluğa ait olaydan türemektedir: 1494 yılındaki Tordesillas Antlaşması ve 1884 yılındaki Washington ve Berlin Konferansları. Tordesillas Antlaşması imparatorluğun doğuşunu onaylamaktadır, dünyanın iki ana bölüme ayrılması nedeniyle Portekiz ve İspanya’nın oluşturduğu karşıt taraflar arasında Papa arabuluculuk yapmıştı –ilk fethetme ve sömürünün bir bölgesi olarak kürenin ilk kaydedilen kavramsallaştırması budur. Washington Konferansı zamanın ve haritacılığın ekseni olarak Greenwich’i standartlaştırdı, aynı yıl içinde Afrika’nın emperyalistlerce bölünmesinin taslağı Berlin Konferansı’nda yapıldı. Böylesi gelişmeler etkin bir biçimde birbiriyle ilişkili hükümetler ve ticari sistem bölgesi olarak dünyanın şekillenmesi ortaya çıkarılıyordu.
Schaeffer

Batı Avrupa ile ABD merkez üsleri olarak başı çekiyorlardı.

Kapitalizmin eşitsiz ve istikrarsız gelişimi Tordesillas, Washington ve Berlin’de çizilen şiddeti çağıran yeniden çizilmiş haritalarıyla paralellik göstermiştir. Merkantilist birikim ve 1500’den 1800’e emperyalizmin macerasının ardından sermayenin klasik dönemi gelmiştir, bu yıllarda iyice belirginleşen Endüstri Devrimi bakır, çelik ve petrolün üretilmesiyle doğal kaynakların kullanımı üzerinden şekilleniyordu. Kuzeydeki endüstriyel gelişmeye ve tarımda yaşanan değişime Avrupalıların Amerika’ya kitlesel göçler (giderek kentlerde taşan nüfusun sorunlarıyla baş etmek için) eşlik etti. Aynı süreç içinde Afrika ve Asya, Avrupa ülkeleri arasında bölüşüldü (ham madde elde etmek ve köleleştirilmiş emeklerini sömürmek için).
Amin

Sinema teknolojisi ve anlatı aynı zamanlarda ortaya çıktı, tam da yirminci yüzyıla dönüşün eşiğinde. ABD geniş bir kültürel anlam üreten makineleri icat ettiği ve bunları iktidarın ideolojilerinin yayıcısı haline getirdiği zaman –uçak, daktilo, elektrik ışığı ve telefon gibi. Bakış açınıza ve dünyayı yorumlarken konumunuza göre, mekânik bir hülyanın ya da kâbusun hakiki imgesini yarattılar (Grantham). Sömürgeci politikalarda dönüşümler görüldü: ABD, Filipinler ile Küba’yı ele geçirdi, Avrupalı güçler Afrika’da at koşturdular, Amerikan yerlilerinin direnişi şiddetle bastırıldı. İlk İnsanların hakları ayaklar altında çiğnenirken, kültürel ihracatın ticareti ve egemenliğin otoritesi (perdede canlandırılan sürüsüne bereket soykırım hikâyesiyle birlikte) eşzamanlı olarak yürütülüyordu. Ayrıca, 1870–1914 arasında belirleyici bir ekonomik sıçrama ortaya çıktı: ortalama yıllık küresel üretim ve mübadele yüzde üçten büyük (öncesinde hiç görülmemiş bir rakam) oranda arttı.
Hirst

Bahaullah’ın, 1873’te “Yeni Dünya Düzeni” tabirini ortaya atması şaşırtıcı değildir1. Bu iş dünyasında ve hükümetlerin uyguladığı politikalara tepki olarak, Avrupalı ve ABD’li sosyalistler, sendikacılar ve anarşistler, büyük uluslararası işçi örgütleri kurdular.
Herod

İkinci Dünya Savaşı’na kadar, uluslararası ticaret, egemen devletlerce kontrol edilen ulusal sermaye odaklıydı. Birinci Dünyada 1945’ten 1973’e kadar süren dönem “birbiriyle rekabet eden emperyalist güçler arasında İngiltere’den ABD’nin liderliği devraldığı bir fetret devriydi ve küresel ekonominin yayılmasına hazırlık işlevini” görüyordu (Teeple). ABD’li şirketlerin giderek yayılma ihtiyaçlarıyla askeri ve diplomatik hegemonya kurma isteğinin birbirine eklendiği ve ABD’nin liderliğinin gittikçe pekiştiği bir dönemdi. Diğer ekonomiler büyüdükçe, devletler arasındaki ve ulusun kendi içlerindeki şirketler arasında karşılıklı bağımlılık da arttı. 1950’den sonra, dünya ticareti Avrupa, Japonya ve ABD üçlüsünün hâkimiyetindeydi, “her birinin uydu devletlerden oluşan muazzam hinterlantları vardı” (Jameson). 1950 ve 1973 arasında, toplam ticaret hacmi yılda yaklaşık yüzde 10, toplam üretim yüzde 5 oranında arttı, bunun büyük kısmı sözünü ettiğimiz üçlü arasındaydı (Hirst). Modern üretim teknikleri on dokuzuncu yüzyılda Avrupa ve Kuzeydoğu ABD ile sınırlıyken, aklın ve bilimin belirli sınırlardan kurtulmasıyla birlikte bütün dünya çapında hızla yayılmaya başladı. Siyasal olarak Soğuk Savaş, bir önceki yüzyıldaki imparatorlukların yaptığı gibi, denetim için mücadele veren iki bütünleştirici ideolojiden oluşan kutuplaşmış bir dünya inşa etti. Diğer farklılıkların üstünü örten bu bütünlük, gelecekte bir kutbun zaferinin görüleceği düşüncesini pekiştirdi. Yani bugün “bilirkişi ve sözüm ona uzmanların devletin sözde yok oluşunu kutlayan laissez-faire palavraları, ABD’nin Sovyet-karşıtı “Kuşatma” siyasetinin yerini “Eğlence”nin aldığı iddiaları anlamına geliyor, “CIA’in asla sızamayacağı yerlere MTV’nin çoktan nüfuz ettiği” kanısı bir ideolojik önermeye dönüşüyor.
Gardels

Dünyanın bu şekilde bölünmesinin arkasında yatan hikâye karmaşıktır, bugünkü haliyle gerçeklemesi de gerekli değildi.
1945’ten başlayarak, geçmişte var olan ve yeni doğan hükümetler tarafından iki tarihsel vaatte bulunuldu: (a) Yurttaşların ekonomik refahını ve (b) siyasi egemenliklerini güvence altına almak. İkinci Dünya Savaşı’nın sonunda, Birinci Dünyada iktisadi refah vaadi yerel olarak işler gibi görünüyordu. Ulus-devlete dayanan arz ve talebin yönetilmesi ve ulus içi üretilen metalarla ithal ikamesine dayanan endüstrilerin yaratılması yoluyla gerçekleşti bu refah. Üçüncü Dünyada siyasal egemenlik vaadi büyük bir dirençle sürdürülen enternasyonalist eylemi gerektirdi, emperyalist iktidarları (özellikle İngiltere, Hollanda, Belçika, Fransa ve Portekiz) daha önce köleleştirdikleri halklara milliyetçilik yoluyla kendi kaderlerini tayin hakkı verilmesine ikna edilmeleri gerekiyordu. Siyasal olarak egemenlik vaadi, İstiklalin ilk izleği olduğu varsayılan siyasal olarak harekete geçmenin getirdiği güçlü ideoloji haline geldi. Bu ikinci vaat iyi yapıldığında, ilk vaadi gerçekleştirilmesini üstlenen post-kolonyal hükümetler ortaya çıktı. Çoğunluğu ithal ikameci endüstrileşme yolunu seçti (İİE), büyük bölümü ya devlet teşebbüslerini kurdular ya da çok uluslu şirketlerin eteklerine yapışarak (ÇUŞ) bunların yerel olarak kurulmuş ayakları oldular. ÇUŞlar ilk kez 16. yüzyılın ortalarında kuruldu, o zamanlar tarihteki ilk anonim şirket İngilizlerindi ve seferini Moskova’ya yapmıştır. İngilizlerin 1885 yılında Sınırlı Sorumlu Antlaşması (limited şirketler anlaşması) ile şirketlerin başarısızlıklarından hisse-sahibinin doğrudan bir şekilde zarar görmesini çözmeyi etkin bir şekilde dikkate almışlardı, bu da yatırımcının kendi hisselerinin değerlerine karşı yükümlülüklerini sınırlandırıyordu. 1880’lere kadar, ABD böylesi işletmelerde ve ekonomik varlıklarda baskın hale gelmişti, bu nedenle büyük bir hızla denizaşırı yerlerde elde edilecek karlara gözünü dikmişti, kendi çıkış noktalarıyla uyum içindeydiler (Ferguson ve Henderson). Yirminci yüzyılın ortalarında meydana çıkan bir gelişme olarak sömürgesizleştirme sürecinin ardından, ÇUŞ’lar Güney kürede kendi işlerinin gerektirdiklerini yapabilmek için çok iyi yayılmış durumdaydılar.
Başarıya ulaşan bağımsızlık hareketlerine eşlik eden kendi kaderini tayin hakkı beraberinde getirdiği parlak vaatlere rağmen, sömürgecilik sonrası Üçüncü Dünya devletleri bağımlı olmaktan ve az gelişmiş olmaktan çekiyorlardı, büyük çoğunluğunda iktisadi olarak büyümeyi başaramadılar. İhracata Dayalı Endüstrileşmeyi (İDE) ve hizmet sektöründe büyümeyi temel alan bazı Asya devletlerini bir kenara bırakırsak, Üçüncü Dünya devletleri formel olarak siyasal zeminde sömürge olmaktan çıktıklarında ekonomik yönden bağımlı ve verimsiz olmaya devam ettiler. 1950’ler ve 1960’lar boyunca İthal İkameye Dayalı Endüstrileşme (İİE) gittikçe daha ileri düzeyde bir problem haline geldi ve 1970’lerden başlayarak günümüze kadar sürekli parçalarına ayrılarak söküldü, küçüldü. Devlet sosyalizminin erozyona uğramasıyla birlikte akışkanlıkları ve iktisadi ölçeği uluslararası kapitalizme giderek daha büyük ölçeklerde eklemleyen eğilim ortaya çıktı.
1970’lerin kriziyle birlikte, gelişmiş batılı devletler bile refah sistemine olanak veren yeterli sermaye birikimine sahip olmalarına rağmen, yeni dönemde ortaya çıkan stagflasyon (hem enflasyonun hem de iktisadi durgunluğun olması) nedeniyle çalışanların enflasyon karşısında ezilme kapasitelerini yitirdiler. Bunun sonuçlarını biliyoruz: ‘sermaye birikiminin iktisadi olarak yönetilmesinin mekânı (bundan sonra) kendi siyasal ve toplumsal boyutlarıyla eş anlı ve eş merkezli olarak büyümedi’ (Amin). Günümüzde hükümetlerden kendilerine oy verenlere iki vaatte bulunmaları bekleniyor; biçimsel egemenliğin devam ettirilmesi ve finansal pazarların kontrol edilmesi, fakat neo-klasik Ortodoksi ve iş dünyasının öncelikleri serbest uluslararası sermaye pazarlarını gerektirmektedir. Bu iktisatçıların ‘imkânsız kutsal üçlü’ dedikleri durumdur.
Sürecin doğrudan sonucu bir ülkeyi IMF ya da Dünya Bankası ile boyunduruk altına almak, hükümetleri kendi halklarının değil de, dünya pazarına eklemlenmesi için küresel iktisadi ihtiyaçların doğrultusunda koşullamaktır. Örneğin, bugünkü durumda Yunanistan küresel ihtiyaçlar ile kendi yurttaşları ve ekonomik yapısı arasında sıkıştığı için, kendisini bütünüyle yeniden yapılandıramamaktadır.

Lorem ipsum dolor sit amet, consectetur adipiscing elit. Ut facilisis interdum lacus, nec scelerisque magna vehicula et. Pellentesque nec eros mi. Sed ultricies tellus vel odio pellentesque non congue enim auctor. Fusce fermentum, magna non commodo fringilla, purus metus ultrices purus, ut laoreet est neque eu leo. Praesent suscipit diam nec quam luctus sit amet varius leo fermentum. Proin quis dolor nec diam aliquet bibendum et ac felis. Nunc ut ante vulputate mauris vehicula molestie. Praesent malesuada ipsum ac felis iaculis accumsan. Aenean dui sem, facilisis ut fermentum et, dignissim vitae odio. Donec pretium nisl sit amet nulla pharetra vulputate. In pellentesque bibendum consequat. Nullam eros diam, suscipit non rutrum vel, mollis sed augue. Nulla facilisi. Morbi facilisis, nisi at sodales facilisis, purus arcu luctus risus, ut lacinia metus lorem et metus. Cras tempus semper ante. Cras tincidunt euismod venenatis. Aliquam erat volutpat. Suspendisse tempor congue neque a aliquam.

Curabitur at est vel odio aliquam fermentum in vel tortor. Aliquam eget laoreet metus. Quisque auctor dolor fermentum nisi imperdiet vel placerat purus convallis. Fusce et risus eu justo euismod pellentesque. Suspendisse id viverra est. Aenean feugiat tincidunt urna et tristique. Etiam nunc nulla, elementum id dapibus vel, congue vitae purus. Pellentesque blandit enim eu tellus rhoncus id congue velit cursus. Phasellus interdum interdum ipsum, vel pharetra purus congue sed. Cras convallis elementum elementum.

Praesent dolor turpis, sodales mattis facilisis sit amet, commodo eu diam. Curabitur in neque felis, sed eleifend tellus. Nulla facilisi. Suspendisse vel suscipit eros. Vestibulum euismod turpis vel nunc sodales at vestibulum lectus dignissim. Donec quis magna lacus. Donec ultricies scelerisque purus, eu faucibus lorem tempor id. Cras egestas magna id nunc ullamcorper facilisis. In at est id felis lacinia aliquet. In hac habitasse platea dictumst. Donec molestie, eros ac venenatis posuere, erat dolor varius ligula, tempus interdum nisi dui ut sem. Suspendisse a euismod ligula. Fusce vitae erat orci, quis interdum turpis.

Curabitur quis orci non dolor fermentum tincidunt. Mauris quis massa ante, at semper nunc. Mauris in purus id ante gravida fermentum. Etiam hendrerit risus sit amet purus lacinia sollicitudin. Suspendisse mauris sapien, mattis eget accumsan et, suscipit in diam. Vestibulum nec diam et lectus euismod tempor. Quisque gravida luctus orci. Donec ornare, tellus et faucibus eleifend, felis eros fermentum ligula, in dapibus elit tellus a odio. Vivamus in iaculis justo. Cras convallis, sem id luctus fermentum, lacus lectus scelerisque lacus, id rhoncus est purus id ante.

Lorem ipsum dolor sit amet, consectetur adipiscing elit. Ut facilisis interdum lacus, nec scelerisque magna vehicula et. Pellentesque nec eros mi. Sed ultricies tellus vel odio pellentesque non congue enim auctor. Fusce fermentum, magna non commodo fringilla, purus metus ultrices purus, ut laoreet est neque eu leo. Praesent suscipit diam nec quam luctus sit amet varius leo fermentum. Proin quis dolor nec diam aliquet bibendum et ac felis. Nunc ut ante vulputate mauris vehicula molestie. Praesent malesuada ipsum ac felis iaculis accumsan. Aenean dui sem, facilisis ut fermentum et, dignissim vitae odio. Donec pretium nisl sit amet nulla pharetra vulputate. In pellentesque bibendum consequat. Nullam eros diam, suscipit non rutrum vel, mollis sed augue. Nulla facilisi. Morbi facilisis, nisi at sodales facilisis, purus arcu luctus risus, ut lacinia metus lorem et metus. Cras tempus semper ante. Cras tincidunt euismod venenatis. Aliquam erat volutpat. Suspendisse tempor congue neque a aliquam.

Curabitur at est vel odio aliquam fermentum in vel tortor. Aliquam eget laoreet metus. Quisque auctor dolor fermentum nisi imperdiet vel placerat purus convallis. Fusce et risus eu justo euismod pellentesque. Suspendisse id viverra est. Aenean feugiat tincidunt urna et tristique. Etiam nunc nulla, elementum id dapibus vel, congue vitae purus. Pellentesque blandit enim eu tellus rhoncus id congue velit cursus. Phasellus interdum interdum ipsum, vel pharetra purus congue sed. Cras convallis elementum elementum.

Praesent dolor turpis, sodales mattis facilisis sit amet, commodo eu diam. Curabitur in neque felis, sed eleifend tellus. Nulla facilisi. Suspendisse vel suscipit eros. Vestibulum euismod turpis vel nunc sodales at vestibulum lectus dignissim. Donec quis magna lacus. Donec ultricies scelerisque purus, eu faucibus lorem tempor id. Cras egestas magna id nunc ullamcorper facilisis. In at est id felis lacinia aliquet. In hac habitasse platea dictumst. Donec molestie, eros ac venenatis posuere, erat dolor varius ligula, tempus interdum nisi dui ut sem. Suspendisse a euismod ligula. Fusce vitae erat orci, quis interdum turpis.

Filed in: Media Tags: ,

You might like:

Amazon Sales Up 40% in 2010 Amazon Sales Up 40% in 2010

2 Responses to "Kindle Books Now Outselling Paperbacks at Amazon"

  1. admin says:

    Curabitur quis orci non dolor fermentum tincidunt.

  2. admin says:

    Mauris quis massa ante, at semper nunc.

Leave a Reply

Submit Comment
© 2014 ChannelPro. All rights reserved. XHTML / CSS Valid.
Proudly designed by Theme Junkie.
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol